Michael Ashkenazi’nin Japon Mitolojisi (Say Yayınları, çev. Özlem Özarpacı) eseri, Japonya’nın mitolojik evrenini yalnızca geçmişin kadim anlatıları olarak değil, aynı zamanda bugünün kültürel ve politik bağlamlarını şekillendiren dinamik bir unsur olarak ele alıyor. Japon mitolojisi, bu kitapta salt folklorik bir malzeme değil; toplumsal yapıların, devlet ideolojisinin ve bireysel kimliklerin yeniden üretildiği bir kültürel alan olarak karşımıza çıkıyor.
Ashkenazi, Japon mitolojisinin kökenlerini Kojiki ve Nihon Shoki gibi klasik kaynaklarda ararken, bu metinlerin yalnızca dinsel ya da edebi değil, aynı zamanda politik belgeler olduğunu vurguluyor. Özellikle imparatorluk ideolojisini meşrulaştıran “güneş tanrıçası Amaterasu’nun soyundan gelen imparator” anlatısı, Japon devletinin modern dönemine kadar canlı bir şekilde taşınmış bir mitolojik-politik araçtır.

Mitolojinin burada işlevi, yalnızca bir “geçmiş hikâyesi” anlatmak değil; bugünün toplumsal düzenine anlam kazandırmak, hatta onu doğal ve değişmez göstermek. Ashkenazi’nin kitabı, bu açıdan mitolojiyi bir “kolektif bilinç” unsuru olarak kavrar. Japonya’da mitolojinin en güçlü politik işlevlerinden biri, Meiji Restorasyonu (1868) sonrasında görülür.........

© Edebiyat Burada