Rastlantısal iyiliğin yaşattığı haz
Birinin bize bir bardak çay ikram etmesi ya da bir şeyi yerinden kaldırmamıza yardım etmesi, beynimizdeki ödül merkezlerini harekete geçiren dopamin adlı kimyasalı salgılatır, bu da kendimizi iyi hissettirir. Ancak bu kibarlıklara bir rastlantısallık bileşeni eklendiğinde, deneyimin beynimizde tetiklediği haz düzeyi bütün olarak ileri derecede artar.
Doğrusu hepimiz muhasebe yaparız. Muhasebeyi zorlaştıran da yine boşluklardır. Zihinsel, duygusal ve zaman zaman bedensel boşluklardan söz ediyoruz. Peki boşlukların zihninde iyilik ve kötülük nasıl tezahür bulur?
Sokakta yürürken hiç tanımadığınız birinin, zorlandığınız bir anda size yardım teklif etmesi, kendinizi nasıl hissettirir? Yahut normalde dikkate almayacağınız bir kibarlık, bir gülümseme, bir kolaylık size nasıl bir duygu veriyor, hiç dikkat ettiniz mi? İnsan, ileri derecede sosyal bir varlık. Beynimizin temel devrelerinden önemli bir kısmı da bu iş için ayrılmış. Sosyal iletişim ve işbirliğinde ileri yeteneklere sahibiz. Bu donanımımız, bizim dışımızdaki en sosyal canlılarla dahi kıyaslanamayacak kadar gelişmiş düzeyde. Elbette insan türünün yaşamının temelini oluşturan böyle bir özellik için, beynimizde birçok alt düzey sistem çoğu zaman haberimiz bile olmadan çalışmaya devam ediyor. Ve bu sayede, türümüzün devamı için çok önemli sosyal ilişkilerimizi sürdürebiliyoruz.
Bugün bildiğimiz kadarıyla zihnimizin en önemli motivasyon sistemlerinden birisi, dopamin adlı kimyasal maddeyi kullanan ön beyin devrelerimizdir. Bu devreler, hoşumuza giden bir şeyler deneyimlediğimizde faaliyete geçiyor veya bu devreleri faaliyete geçiren şeyleri biz “hoş” yahut “keyifli” olarak algılıyoruz. Sonuç olarak bu türden davranışları görme beklentimiz ve sergileme olasılığımız artıyor. Güncel araştırmalar, nezaket ve iyilik gibi özelliklerin de böyle bir devre üzerinden çalıştığını gösteriyor.
Birinin bize bir bardak çay ikram etmesi ya da bir şeyi yerinden kaldırmamıza yardım etmesi, beynimizdeki ödül merkezlerini harekete geçiren dopamin adlı kimyasalı salgılatır ve bu da kendimizi iyi hissettirir. Beynimizdeki hücrelere tekil olarak baktığımızda, nezakete veya........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein