menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekonomide normalleşme

34 1
31.07.2025

Türkiye için 2025 yılı iyi baş­lamadı. Hem dünyada hem de ülkemizdeki siyasi gelişmeler ekonomide ciddi risklerin oluş­masına neden oldu. Bu yüzden ekonomide “normalin” inşası pek mümkün olmadı.

Kamuoyundaki uzmanlar, nor­mali TCMB’nin faizlerde istikrar­lı bir düşüş döngüsüne girilmesi olarak yorumlamayı tercih etti. Ülkemizdeki faizlerin çok yüksek olduğunu herkes kabul ediyor sa­nırım. Uzun zamandır faizlerin yüksek olması kamuoyunda enf­lasyonla mücadelenin kaçınılma bir nedeni olarak görülüyordu. Ancak son zamanlarda ardı ardı­na yaşanan şokların etkisiyle ka­muoyunun uyarılan döviz talebi­nin de fiyatlarda istikrarını bo­zucu etki yaratmaya başlayınca, TCMB sahip olduğu döviz rezerv­lerini satarak fiyat istikrarını ko­rumaya girişti.

Belki ilk bakışta nihai amaç kur artışlarının enflasyonist etkile­rini sınırlamak gibi görünse de, bunun sonucu TCMB’nin elinde bulundurduğu ve son zamanlarda çok yüksek maliyetlerle biriktir­miş olduğu döviz rezervlerini kul­lanmak oldu. Kamuoyunun döviz talebini karşılamak için TCMB döviz talep etmek zorunda kaldı.

Bu şekilde ABD Hazinesi çok büyük oranlarda, hem de yüksek maliyetlerle borçlanılarak kredi­lendirilmiş oldu ama bu başka bir konu.

İç ve dış şok tehlikeler canlı kal­dığı müddetçe enflasyonla müca­dele etmeyi kendime amaç edin­miş bir merkez bankasının ekono­mideki döviz talebini de kontrol etmesi ciddi bir zaruret haline ge­liyor.

Yani TCMB’nin bir faizleri-dü­şürme döngüsüne girebilmesi ve ekonomideki her şeyin “normal­leşebilmesi” için sadece enflas­yonun bir düşüş eğilimine gir­mesi değil, aynı zamanda şokla­rın tetiklediği döviz talebinin de istikrara kavuşturulması gerek­mektedir.

İç ve dış şoklar uygulanan para politikasından sonuç alınmasını güçleştirmekte, ekonomik kesim­ler üzerine yeni maliyetlerin yük­lenmesine........

© Dünya