menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Politikadaki görünmez el

12 0
26.10.2025

İnsanlar başta oy vermek olmak üzere siyasal eylemlerinin hemen hemen hiçbir zaman siyasî sonuçları değiştirmediğini bildikleri halde neden halâ siyasî faaliyete devam ederler?...

Çünkü, politika sadece sonuçların değişmesi hakkında değildir. O aynı zamanda kabile üyelerine (benzer siyasî eğilimde olanlara) sinyal göndermekle ilgilidir. Seçmenler de politikacılar da kamusal eylemleri sadece izlenecek politikaları etkilemek için değil, fakat kimliklerini, bağlılıklarını ve değerlerini açıklamak için de yaparlar. Burada aslında işleyen bir ‘’görünmez el’’ dinamiği vardır. Tıpkı özel açgözlülük veya hırsın kamusal faydaya kanalize edilebildiği iktisatta olduğu gibi, siyaset de bencil eğilimlerimiz bile arızî erdemlere dönüştürülebilir.

Adam Smith’in orijinal ‘’görünmez el’’ sezgisi piyasaların özel güdüleri toplumsal faydalara dönüştürdüğünü söylüyordu. Örneğin, kasap, biracı ve fırıncı iyilikseverliklerinden değil, kişisel çıkarlarından dolayı bize hizmet ederler. Onların bize ürünlerini satmak için bizi paramızdan gönüllü olarak vaz geçmeye teşvik etmek hileye veya cebire başvurmalarından daha kolaydır. Onlar kâr arayışındadırlar ama böyle yaparak başkalarının ihtiyaçlarını karşılayan mal ve hizmetler sağlarlar.

Piyasalar açgözlülüğü ortadan kaldırmaz, onu disipline ederler. Rekabet, mülkiyet hakları ve fiyatlar gibi kurumlar kişisel çıkara dayanan davranışı üretken biçimlere kanalize ederler. Buradaki ana düşünce şudur: doğru şartlar altında, güdüler iyi sonuçlar verebilir. Buzdolabımda bol yiyecek olmasının nedeni, kısmen, piyasanın satış için gıda üretimini teşvik etmesidir. Müşterilere kötü davranan veya kalitesiz mallar satan bir işletme itibarını, gelirini ve piyasa payını kaybedecektir. Böylece, rekabet süzgecinden geçen kâr güdüsü iş birliği için bir araç haline gelmektedir.

Şaşırtıcı bir........

© Diyalog Gazetesi