menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sağlığın başlangıç noktası: Bağırsaklar ve mikrobiyota

37 0
23.11.2025

Son yıllarda yapılan çalışmalar, birçok kronik şikâyetin arka planında bağırsak dengesindeki bozulmaların önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Bugün birçok kişinin ortak bir şikâyeti var: “Sürekli şişkinim, tatlı isteğim bitmiyor, kilo veremiyorum, kendimi hep yorgun hissediyorum”

Bu sorunların cevabını çoğu zaman hormonlarda, yoğun tempoda ya da genetik faktörlerde arıyoruz. Oysa bilim dünyası giderek daha net bir noktaya işaret ediyor: Bağırsak sağlığı.

Bağırsaklarımızda yaşayan bakteriler, mantarlar ve diğer mikroorganizmalar “mikrobiyota” adı verilen büyük bir topluluk oluşturuyor. Bu yapı yalnızca sindirimde değil, bağışıklık, metabolizma ve ruh hâli üzerinde de etkili olduğu için birçok uzman tarafından “ikinci beyin” olarak tanımlanıyor.

Mikrobiyota Nedir ve Neden Bu Kadar Önemli?

Bağırsak mikrobiyotası, vücudumuzdaki tüm hücrelerden daha fazla mikroorganizmayı içerir.
Ve bu mikro dünyayı önemli yapan yalnızca sindirimdeki rolü değil, vücudun neredeyse tüm sistemleriyle bağlantılı olmasıdır.

Araştırmalar bağırsakların, bağışıklık sisteminin büyük bölümünü yöneten bölge olduğunu gösteriyor. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin de büyük kısmı bağırsakta üretiliyor. Yani duygu durumundan iştaha, kilo kontrolünden enerji seviyesine kadar birçok süreç bu ekosistemin dengesine bağlıdır.

Bağırsak duvarı güçlü ve dengeli olduğunda vücut daha sakin, daha dirençli ve daha az inflamasyonlu çalışıyor. Bozulduğunda ise pek çok sorun kendini göstermeye........

© Diriliş Postası