İfşaların arasından yükselen soru: Kadınların itibarı yok mu?
Türkiye’de birkaç gün önce kadınların başlattığı cinsel taciz ifşaları hız kesmeden devam ediyor. Listeye her gün yeni bir tacizci ismi eklenirken, tacizcilerin, fail aklayıcıların ve büyük bir kesim erkeği korumaya çalıştığı tek bir şey var: İtibar.
Dolayısıyla kadınlar şimdi bunu soruyor: Kadınların itibarı yok mu?
Türkiye’de kadınlar birkaç gündür sosyal medyada tacizleri ifşa ediyor. Önce belli sektörler üzerinden ayyuka çıkan tacizci listesi gün geçtikçe büyüyor. Hatta dün dolaşıma giren videodaki başörtülü bir kadın “İfşaların muhafazakar kesime, ‘Üsküdar abilerine’ ne zaman sıçrayacağını merak ediyorum” diyordu. Sonuçta her ifşada, tacizin belli bir kesime özel olmadığı, bu konuda en büyük sektörün ‘erkeklik’ olduğu gerçeği bir kez daha parıldıyor.
Bu süreçte kadınlar olarak okuduğumuz, dinlediğimiz, duyduğumuz taciz ve tecavüz olayının haddi hesabı yok.
Gencecik bir kız çocuğunun üzerinden henüz birkaç ay geçmiş tecavüz ifşasını sindirmeye çalışırken, başından geçen tacizin ruhunda bıraktığı acıyı üzerinden yıllar geçse de aynı yerde hisseden bir başka kadının ifşasıyla yaralanıyoruz.
Tüm bunlar olurken, unutmaya çalıştığımız, canımız daha da acımasın, midemiz bulanmasın diye zihnimizin en derinlerine sakladığımız kendi taciz deneyimlerimizin su yüzüne çıkmasıyla yaşadığımız ruhsal ve fiziksel çöküşten sağ çıkmaya, dayanmaya, dayanışmaya çalışıyoruz.
Tacizciler hiç şaşırtmayan bir şekilde ‘itibar suikasti, masumiyet karinesi, avukatım ve gerekli işlemler, linç kültürü’ gibi şimdiye kadar kendilerini pek çok kez kurtarmış klasik söylemlere ve yöntemlere sarılıyor. Aile babalığından giriliyor, sadık eşten çıkılıyor. İyi dosttan dönülüyor, karıncayı incitmemeye sapılıyor.
Sonuçta bunca tacizci erkek herkesin aklıyla oynayıp, şuna inanılmasını istiyor: “Bir gün birbirini hiç tanımayan kadınlar bir araya gelip sözleşti ve bazı seçilmiş erkeklere aynı anda iftira atıyor.“
Fail aklayıcılara gelince, onlar da üzüntüden yemeden içmeden kesilmiş durumda. Aklayıcılar faillerden daha dramatik beyanlarla oy topluyor.
Bazı çocukların kötü ve katil doğmuş olabileceğine kanaat getirdikleri için yasa değiştirmek isteyenler; iş, arkadaşlarına, eşlerine dostlarına gelince birden ‘masumiyet karinesi’ çığlıkları atıyor. Kimisi “Kadının beyanı esastır“ın karşısına eli, sesi hiç titremeden ‘cadı avı’nı koyuyor.
Şov bitmiyor, cezası onaylanmış faile “Sen şimdi aç bırakırsın kendini, gel, yemek var” gibi ‘anaç’ ve ‘gerçek kadın’ söylemleriyle........
© Diken
