Yasaklamak değil, özgürleştirmek gerekir…
Yıl 1987, “12 Eylül Faşist Darbesi “sonrası konulan siyaset yasağının kaldırılması, demokrasinin yeniden oluşturulmasının ilk adımı olacağı düşüncesiyle, özellikle, toplumsal muhalefetin önderliğini yapan Erdal İnönü başkanlığındaki SHP’nin yoğun baskısıyla, dönemin Başbakanı Turgut Özal, 6 Eylül 1987'de siyasi yasakları kaldıran anayasa referandumunun yapılmasına karar verdi…
Oysa kendisi ve partisi ANAP, “Yasakların kalkmasını” istemiyordu… Bu nedenle en yakını olan devlet Bakanı Güneş Taner’e turuncu renkli “No No” yazan bir tişört giydirerek kampanyasını “hayır” üzerine oturttu…
∗∗∗
Dünya kapitalizmin son şekli olan,” neoliberalizme” dönüştürülmüştü… İnsan emeğini ve ülkelerin kaynaklarını vahşice sömüren kapitalizm, bu dönemde yeni bir makyajla” dünyayı kandıran bir düzene geçiyordu… Sovyetler Bilirliği dağılmak üzereydi ve “ihtiraslı kapitalizm,” bir adım sonrası olan emperyalist yayılmacılığı planladığı için, önemli adımlar atıyordu… Bu nedenle 12 Eylül faşist darbesini yapan ABD’nin çocukları, bir yandan Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetimine hazırlanırken, diğer yandan düşünen, aydın, yurtsever, soldan gelen tüm kadroları çizgi dışına çıkarmaya çalıştı… Köklü partileri kapatarak, “kendilerine bağımlı siyasetçilerle” yol yürümenin alt yapısını oluşturmaya çalıştı…
Özal, siyasi yasakların kalmasını bu nedenle istemiyordu!
Devletin tüm olanaklarını kullanarak referandumda “turuncu renkli oy pusulasıyla hayır” denilmesini istedi…
∗∗∗
Genel Sekreterliğini yaptığım SHP, ( Sosyal Demokrat Halkçı Parti) 6 Eylül'de 'evet' oyu verilmesi çağrısında bulundu ve bu amaçla ülke çapında yoğun çalışma yaparak, mitingler düzenleyerek referandumda halkın yüzde 50,16’sının “evet oyu” vermesini sağladı.........
© Birgün
