Nermi Uygur üzerine notlar - 4
Nermi Uygur “devrim” diyor “Yaşama Felsefesi”nde, “yeni bir ufka sıçramaktır. Bu saptama üzerine epey düşündüğümü söylemeliyim. Kuşkusuz bu tanım, klasik anlamda siyasal ve toplumsal süreçlere uygulanabilir. Ancak Nermi Uygur’un kullandığı anlamda devrim, insanın kendi yaşamıyla, düşünüşüyle, değerleriyle kurduğu ilişkiye kökten bir müdahaledir. Bu anlamda devrim, bir bilinç sıçraması; alışkanlıkların, kabullerin, edilginliğin ötesinde yaşama bir sıçrayışla yönelme cesareti; radikal bir yenilenme ve bir zihinsel-sorunsal dönüşüm. Bu sıçrama, yalnızca yeni bir düşünme biçimi değil, aynılık sanısını kıran bir varoluş süreci.
Devrim, siyasal ve toplumsal süreçler açısından da bir kişilik inşası açısından da gündelik akışın, alışkanlıkların, yerleşik yaşam tarzlarının ve düşünme biçimlerinin dışına çıkmak; bir sürekliliği, kendi iç tutarlılığıyla birlikte sorgulayıp aşmak… Yani yeni bir ufka sıçramaktır. Ancak bu sıçramanın kendiliğinden olacağı yanılsamasına düşülmemeli. İnsan kendi yaşamına, değerlerine ve dünyayla kurduğu ilişkilere eleştirel bir gözle bakabilmeli ilkin. Ancak böyle mümkün olabilir yaşama yeni bir gözle bakmak, varoluşu yeniden duymak. Bu da bir duyu değişimini, bir dil değişimini gerektirir.
Dünyayı dönüştürmenin önkoşulu da kendi benliğini dönüştürmektir. Ve bu ancak başkasıyla ilişkide mümkündür. Çünkü benlik, kendi içine kapalı bir öz değil, başkasıyla kurulan ilişkilerde açılan, yankılanan, değişen bir varoluştur. Bu ilişki yalnızca bir temas değil, bir yansımadır; insan, başkasında kendini duyar, başkasıyla konuşurken işitir kendi sesini. Başkası, yalnızca dışsal bir öteki değil, kendi dönüşümünün zorunlu koşuludur öyleyse. Bu nedenle her gerçek devrim, başkasız yapılamaz. Çünkü her yeni ufka sıçrayış, benliği başkasıyla kurulan ortak bir anlam alanında yeniden üretmeyi gerektirir.
Bir gün gelir ve insan, bugüne kadar yaşadığı gibi artık yaşayamayacağını duyumsar. Bu duyumsama, “yaşama felsefesi”nde bir devrime işarettir. Artık değerler yeniden kurulmalı, yaşam tarzı, ilişkiler, amaçlar, algılar değişmelidir. Ama bu değişim, dışsal kurallara bağımlılık değil, içsel bir değişim anlamına gelir. Ve böyle bir dönüşüm yalnızca varlığını aşabilme yetisine sahip bir varlık için mümkündür.........
© Aydınlık
