menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Başarıya giden dikenli yol: Susuz Yaz

18 1
08.10.2025

Sinema tarihimizde uluslararası önemli film festivallerinde ödül alan birçok film, hem başarı öncesi hem de sonrasında bunun bedellerini ağır bir şekilde ödemiştir. Bu bedel ödemede filmlerin çekildiği dönemlerdeki siyasal iktidarların sinemaya bakışlarındaki bir dizi çekinceler/korkular/politik değerlendirmeler önemli bir rol oynamıştır. Bu filmlerin başında da ülkemize ilk kez uluslararası A tipi festivallerden biri olan Berlin Film Festivali’nde büyük ödül olan Altın Ayı’yı kazanan Metin Erksan’ın yönetip Hülya Koçyiğit, Ulvi Doğan ve Erol Taş’ın oynadıkları “Susuz Yaz”, Şerif Gören’in yönetip Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye’yi kazanan “Yol” ve birçok festivale giderek ödül kazanan Yılmaz Güney’in “Umut” filmleri gelir. Her üç film bir açıdan; hem bürokrasinin hem de filmi oluşturan kişiler arasında çıkan tartışmaların sonucu adeta elde ettikleri başarının bedelini öncesinde ve sonrasında yaşadıkları bir dizi olumsuzluklarla ödemek zorunda kalmışlardır. Bir de sözü edilen filmlerin tümü bu başarıya yurt içinden dışarıya yasal olmayan yollardan kaçırılarak ulaşabilme olanağını yakalamışlardır.

Örneğin Şerif Gören’in “Yol” filmin yurt dışına kaçırılarak Cannes Film Festivali’nde Costa Gavras’ın “Missing/Kayıp” filmiyle birlikte Altın Palmiye’yi kazanma serüveni, adeta film kadar ilgi çeken bir dizi serüvenlerin sonucu gerçekleşmiş, sonrasında da bu serüvenlerinin bedelini uzun bir süre sansürlenerek ödemek zorunda kalmıştır. Benzer bir yasaklanma “Umut” filmi için de geçerli olmuş, film uzun bir süre sansür engeline takıldığı için sinemaseverlerin karşısına çıkamamıştır.

Metin Erksan’ın “Susuz Yaz” filminin serüveni ise diğerlerinden biraz farklı ve de zamana........

© Aydınlık