menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyasi cinayet üreten zihniyetin kurbanı: Hrant Dink

36 19
22.01.2025

“Sadece muzaffer olanların anıtlarına bakan bir dünyaya şunu hatırlatmak gerekir ki, insanlığın hakiki kahramanları, fani saltanatlarını milyonlarca mezar ve dağılıp parçalanmış hayatlar üzerine kurmuş bu kişiler değil, aklın özgürlüğünün ve insancıllığın yeryüzünde kalıcı olarak yerleşmesi uğruna.. güç kullanmaksızın güce yenik düşenlerdir aslında.” Stefan Zweig

II. Abdülhamit, özellikle Rumları, Ermenileri içine alan ve siyasi birliği güçlendirecek olan reformları gerçekleştirmedi. Osmanlı üzerinden İttihad-ı İslam olarak gözüken politikayı devam ettirdi. Genç Osmanlılar da bu yolda yürüdüler. Başlangıçta büyük umutlar vaat eden II. Meşrutiyet de başarılı olamayınca imparatorluğun parçalanması ve çöküşü hızlandı.

İmparatorluk içindeki Hıristiyanların milliyetçilik akımlarının etkisi sonucu, etnik kimlikler üzerinden ulus-devlet kurmaya gitmeleri ve Balkanlarda Rumeli’nin kaybedilmesinin yarattığı travma İttihad-ı İslam politikasının değişmesine neden oldu.

İttihat ve Terakki, Müslümanlığın arka plana itildiği ve araçsallaştırıldığı, Türkçülük ideolojisinin ön plana çıkarılıp, Türkleştirme politikalarının vahşice uygulandığı bir politikaya geçti.

İttihat ve Terakki yönetimi, Almanların siyasi çıkarlarını da gözetip, onlarla işbirliği içinde şifreli telgraf teknolojisini kullanarak etnisite mühendisliği uygulamasına geçti. Rumlar ile Ermeniler tehcir ve katliamlara uğratılıp, malları, servetleri gasp edilerek binlerce yıldır yaşadıkları coğrafyadan silindiler. Balkanlardan ve Rusya’dan gelen Müslüman muhacirler boşaltılan yerlere yerleştirildi. İmparatorluğun ekonomik, toplumsal, kültürel belkemiği kırılmış oldu.

Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın talebiyle Dahiliye Nazırı Talat Paşa, her şeyin sonunu belirleyen 24 Nisan 1915 tarihli genelgeyi başta Osmanlı Ordusu Başkomutanlığı olmak üzere 14 vilayete ve 10 mutasarrıflığa gönderdi. 24 Nisan 1915 günü, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 250 Ermeni aydın ve siyasetçi evlerinden alınarak zorla sürgüne gönderildi ve katledildi. Bu tarih, Ermeni Soykırımı'nın başladığı gün oldu.

Tutuklanan Ermeni aydınları Osmanlı kozmopolitliğinin en mümtaz ve seçkin örnekleriydi. Osmanlı siyasi hayatına katılmışlar, seçimle meclise gelmişler, her derece okulda ders vermişler, II. Meşrutiyet’te, 1876 Anayasasında yapılan demokratik değişiklerde rol almışlar, Osmanlı toplumunun gelişmesi için çaba göstermişlerdi.

Aralarında eğitimci, gazeteci, doktor, eczacı, avukat, muhasebeci, din adamı, hakim tüccar, milletvekili, şair, Türkolog, sarraf, bilim insanı bulunan bir grup insan bulunuyordu. Dünyaca ünlü müzisyen ve din adamı Gomidas Vartabed bile tutuklanarak Çankırı’ya götürülmüş, evinde yapılan aramada belgeleri parçalanmış, bir kısmına da el konulmuştu.

Çankırı ve Ayaş’a götürülenlerin toplam sayısı, öldürülenlerin ve sağ kurtulanların kaç kişi olduğu konusunda çeşitli tespitler yapılmıştır. Nesim Ovadya İzrail’in devletin kayıtlarına da yakınlık........

© Artı Gerçek