Eylül’de gelmeyenler, deli eylüller…
Takvim yaprakları arasında en çok duygu yükleneni, kuşkusuz Eylül’dür. Yazın kahkahaları yavaş yavaş sahneden çekilirken, sahneye sarı bir ışıkla bambaşka bir oyuncu girer. Ne yaz gibi arsız, ne kış gibi serttir. Hep ortalarda, hep arada… İşte o aradalık, insanın ruhuna dokunur.
Sabahları hafif serinlikle başlar Eylül. Öğle vakti hâlâ yazdan kalma bir sıcaklık vardır, ama akşamüzeri gelen o serin rüzgâr size usulca fısıldar: “Artık yaz bitti.” İşte o an, elinizde bir kahveyle balkona çıkmak, hafif bir şal almak, uzaklara bakıp düşünmek tam da Eylül’ün ritüelidir. Şehirde yürürken ayakkabınızın altında çıtırdayan yapraklar, okul yoluna düşmüş çocukların defter kokusu, markette satılmaya başlayan taze cevizler… Hepsi........
© Akdeniz Gerçek
