menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mimarlık ile yazarlık inşa uğraşında buluşur

5 0
14.10.2025

Çağdaş edebiyatımıza çok önemli klasikler kazandıran -Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar için artık bir klasik deyimini kullanabiliriz bence- Oğuz Atay bir inşaat mühendisi ve akademisyendi. Cengiz Bektaş ve Ertuğ Uçar’ın da ünlü ve başarılı birer mimar olduğunu biliyoruz. Çemberi Kıran romanı ile 2024 Everest İlk Roman Ödülü'nü kazanan Esmahan Devran İnci de, mesleki nedenlerle hayatını Ankara'da sürdüren bir mimar. Ancak ilk göz ağrısı edebiyat, birçok ünlü isim gibi zamanla onu da tamamen kuşatmış. İnci'nin beş yıl önce yayımladığı kitabında 19 öykü var. Bu öykülerin bazıları ödül kazandı. Geçen yıl Çemberi Kıran ile bir ödüle daha layık görülen Esmahan Devran İnci ile, yazma uğraşını, ödüllerin motivasyon gücünü ve romanı Çemberi Kıran'ı konuştum.

YAZININ MİMARİSİ, MİMARİNİN DUYGUSU!..

Bir mimar olarak bir kurguyu inşa etmekle bir yapıyı inşa etmek arasında paralel bir ilişki var mı?

Mesleğim beni besleyen en önemli unsurlardan biri. Sürekli görsellik üzerine çalışmak, öncelikle hikâyelerimin mekânsal atmosferini zenginleştiriyor. Etkilendiğim binaları, tarihi ve doğal yerleri fark etmeden zihnime kaydedip hikâye mekânı olarak kullanabiliyorum, hatta bazen o mekânlar kurgunun ana ögelerinden biri hâline dönüşebiliyor. Aldığımız sanat tarihi eğitiminin de, metinlerimdeki sanatsal, mitolojik unsurlara muhakkak yansıması vardır.

Ya işin kurgulama yönünde neler yaşanıyor?

Mimarlığın kurguya etkisi olmaz mı?.. Biz mekân tasarlarken öncelikle istekler doğrultusunda bir ihtiyaç programı yaparız. Yılların verdiği bu alışkanlıkla, kafamdaki tema ve konuya göre şekillenen kurgumu, ana başlıklar halinde, ihtiyaç programı hazırlıyormuşum gibi listeye döküp bir sayfalık kurgu planı yazarım. Düğüm noktalarını ve hikâye bölümlerini de üzerinde belirlerim. Oldukça matematiksel çalıştığım söylenebilir. Ama ne yazacağını bilip yazarken kaybolmamak, hikâyenin doğru ölçeklendirilmesi, bölümler arası geçişlerin fazla yayılmaması adına bu yöntemi seviyorum.

HAYAL KIRIKLIKLARIYLA GEÇEN ÖĞRENME SÜRECİ

Edebiyatımızın çok önemli mimar ve mühendisleri var. Ancak mimarlık üniversitede seçiliyor. Okuma ve yazma uğraşı çok önce başlamış olmalı!..

Okumayı bana sevdiren, kendisi de öğretmen olan annemdir. Daha ilkokul ikinci sınıftayken aldığı Can Yayınları’nın kırmızı kutulu kitaplarıyla başlayan okuma alışkanlığım, sonraki yıllarda bitmeyen bir tutkuya dönüştü.

Yazma işi?..

Çok isteyerek mimar olmama ve mesleğimi severek yürütmeme rağmen daima aklımın bir köşesinde duran, sürekli çağıran bir bilinmezdi yazma tutkusu. İlk ve ortaokulda kompozisyonlarım dikkat çekici bulunurdu. Lisede ise okul gazetesine yazıyordum, sonra yazı hayatımdan çıktı. Yeniden yazmaya başlamaksa kendimle ve ülkemle ilgili pek çok derdin dürtüklemesiyle başlayan bir yolculuktu. 2015 yılında yaşadığım sağlık problemleriyle hayatımın temeli sarsılmış, şiir yazmaya başlamıştım.

Artık şiir yazmıyor musunuz?

Sanki edebi uğraşım öykü ve romanlarla yoluna devam edecek gibi görünüyor.

Şiirden öykü ve romana geçiş nasıl oldu?

2016 martında Ankara Kızılay’da patlayan bombanın yarattığı ruhsal sarsıntıyla, hissettiklerimi biraz anı-deneme tarzında bir ilk öykü olarak yazıp Varlık Dergisi’ne yollamıştım, hemen yayımladılar. Sonrasındaki yaklaşık üç buçuk yıllık süreçte, daha çok okumaya başladım ve sürekli yazdım. Yazdıklarımı hem dergilere, hem yarışmalara yolladım, çok fazla hayal kırıklığıyla geçen bir öğrenme süreciydi aslında.

YAZMAK GİZEMLİ BİR YOLCULUK

Çemberi Kıran ile Everest İlk Roman Ödülü'nü kazandınız. Suyun Şarkısı da Türkan Saylan Sanat Ödülü’nü almıştı. Bu ödüller sizin için itici güç oldu mu?

Ödüllerin motivasyonuma elbette büyük katkısı oldu. İlk kitap dosyamı hazırlamaya öykülerimin aldığı ödüllerden sonra başladım. Suyun Şarkısı’nın aldığı ödül de romanıma yoğunlaşmam için bana büyük moral kaynağı oldu.

Ve daha önemlisi ödüller kendinize bakışınızı nasıl etkiledi?

Yazmak, nerede olduğunuzu ve nereye gittiğinizi kestiremediğiniz bir yolculuk. Bu meşakkatli yolda, genelde kendime güvenimin düştüğü noktalarda geldi ödüller, bu sebeple onları “Devam et,” diyen birer işaret, yoluma ışık tutan birer mum olarak görüyorum.

BAŞARI KENDİ GERİLİMİNİ GETİRİR

Peki edebiyat uğraşında eksikliklerle mi yoksa başarılı bulduğunuz noktalarla mı motive olursunuz?

Zaman zaman ikisi de motive eder beni. Başarılar itici güç olduğu kadar, çıtayı yükselterek sürekli bir kendimi aşma çabası yaratmasıyla aynı zamanda korku da oluşturuyor bende. İstediğim gibi üretemediğim, yazmaya konsantre olamadığım yahut yazdıklarımı beğenmediğim zamanlardaysa önce moralim bozulsa da sonradan toparlanıyor ve daha iyisini yapmak için çalışmaya başlıyorum. “Ne güzel yazmışım,” demek yerine, kendimi acımasızca eleştirerek yol almak daha iyi metinler ortaya çıkarmama sebep oluyor.

ESİN KAYNAĞIM SU

Suyun Şarkısı, hayat kaynağımıza özel bir vurgu yapıyordu. Bu........

© 9 Eylül Gazetesi