menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor

82 31
02.12.2025

Ankara’da Terörsüz Türkiye sürecinin tartışıldığı bir toplantıda, sadece Suriye/SDG konusunun PKK’nın silah bırakma ve fesih sürecini sekteye uğratabileceği, ancak CHP operasyonlarının hem süreci hem de 2028 seçimlerine giderken iktidar-muhalefet ilişkilerini “enfekte” ettiği de konuşuldu.

Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma kuruluşları Rawest ve Kurdish Studies Center ve İzmir merkezli Bayetav tarafından ortaklaşa düzenlenen çalıştaya, siyasi partiler, iş ve sivil toplum örgütleri, araştırma kuruluşları ve medyadan 60 kadar isim katıldı. Son zamanlarda katıldığım fikir çeşitliliği ve tartışma kalitesi en yüksek bu toplantıda AK Parti ve MHP’nin başlattığı Terörsüz Türkiye süreci ekonomi, bölgesel güvenlik ve hukuki boyutlarıyla tartışıldı. Toplantıda Chatham House kuralları diye bilinen “Ne konuşulduğunu yazabilirsin ama kimin ne dediğini yazamazsın” ilkesine uyarak, sadece TBMM Komisyonundaki AK Parti, CHP, DEM, Yeni Yol grubu ve diğer siyasi partilerden bazı vekillerin de katılmasının tartışmalara “içeriden” değerli katkı sağladığını söyleyebilirim.
Gelelim konuşulanlara…

• Son bir yıldır alınan mesafe genel olarak önemseniyor. Ancak örneğin PKK’nın kendini feshedip silah bırakması konusunda görüş ayrılıkları var. Kimi, örgütün sadece beyanda bulunduğunu ama hâlâ ayakta ve faal olduğunu söylerken, kimileri de simgesel “silah yakma” eyleminden Türkiye’deki militanları Irak içlerine çekme eylemine dek atılan adımların istihbarat ve askerle birlikte yapıldığını, gerçek olduğunu söylüyor. Öte yandan sürecin başarısının zaman ve sabır gerektirdiği anlayışı gözleniyor.
• Yeni aşama için sıranın silah bırakacak militanların neyle karşı karşıya olacaklarını da görmelerini sağlayacak “Özel yasa” çalışması olduğu da konuşuldu; bu çalışmanın kapsayıcı olması gereği dile getirildi. Ancak baskın görüş, Kürt sorunun da “silahlı dönemin artık kapandığı”, Kürt seçmendeki baskın görüşün de bu olduğu idi.
• Süreçte “Devletin siyasetin ilerisinde” olduğu konuşuldu. Bir katılımcının dediği gibi, 2012-2015 süreci “toplum meşruiyeti” ararken şimdiki, “kamu meşruiyetine” odaklanmış durumda. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın koordinatör rolünden hem üslup hem özen bakımından bütün partiler hoşnut görünüyor; en azından şikâyet gözlenmiyor.

• Öncelikle, özellikle iktidar saflarındaki havanın, tıpkı MHP........

© yetkinreport.com