menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barış Vicdanı Olmadan Barış Olmaz

9 0
02.12.2025

“Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 4 Aralık günü yeniden toplanacak. (Foto: TBMM)

Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan asıl unsur başka yerde, toplumların iç sesinde. Barış vicdanı dediğim ortak zemin; adalet, onur, hafıza ve eşit yurttaşlık talebinin buluştuğu yerdir. Bu zemin olmadan atılan her imza boşlukta kalır.

Barış vicdanı ile siyaset arasındaki mesafe açıldığında en parlak formüller bile er ya da geç çöker. Tam da bu yüzden, İmralı ziyaretinin ardından perşembe günü ilk toplantısını yapacak Terörsüz Türkiye Komisyonu için de temel soru şu olmalı: Bu süreç, toplumun barış vicdanına yaslanıyor mu; acıyı onurlandıran, adaleti güvenceye alan ve eşit yurttaşlığı pekiştiren bir dille ilerliyor mu?

Bu yazıda, barış vicdanını merkeze almayan girişimlerin neden kırılgan kaldığını ve kalıcı barışın hangi ahlaki dayanaklarla mümkün olabileceğini tartışacağım.

Barış vicdanını bir duygulanım değil, kamusal bir yargı yetisi olarak öneriyorum. Hannah Arendt’in genişletilmiş düşünme dediği biçimde, kendimizi yalnızca kendi tarafımızın değil, ötekinin yerine de koyarak hüküm verme yetisi. Emmanuel........

© yetkinreport.com