SÜT DİŞİ
Bir fotoğraf karesidir gözümün önünde.
Her nasılsa renkli...
Kırmızı üniforma, beyaz pantolon, elimde püsküllü değnek. Majörüyüm, Giresun Cumhuriyet İlkokulu'nun.
"Sanki o elindeki çubuğu sallamasa bandocular çalamayacak" diye düşünenlere inat, gülümsemişim kadraja doğru, Gazi Caddesi'nden aşağı okulumun en önünde, uygun adım yürür iken.
Ve çocuğum ya, bacak kadar, bir dişim eksik.
Henüz süt dişliyim yani.
***
Daha ilk lafından ne diyeceği belli olan yazar tayfası vardır, bilirsiniz. Ulusalda da varlar, yerelde de bolca.
Bir konunun, bir makalenin, bir kitabın nasıl "yazılamayacağının" canlı örnekleridir bunlar. Yazdıklarını okur gibi yaparız bizler de... Hepi topu budur vaziyetleri.
Şükür olsun, ardım sıra hiç kimse diyemeyecek şunları;
- Yahu bu Gürsel yıllardır hep aynı şeyleri yazıyordu, neden söz edeceğini ilk paragraftan anlıyorduk!!
Asla diyemeyecek.
Çünkü ben bile... Bilemedim ki... İlk lafım ile... Ne diyeceğimi...
Hiçbir zaman. Hiçbir yazımda.
***
Yazı dediğin kendi akıp........
© Yeşilgiresun
