O coşku bir daha yaşanır mı?
Gazeteci-yazar Hıfzı Topuz, 10 yaşında bir çocukken Cumhuriyetin 10. yılı kutlamalarına katılmıştı.
O gün yaşadıklarını anılarında özetle şöyle anlatıyor: Ankara’da bütün caddelere yerleştirilen hoparlörlerden 10. Yıl Marşı yükseliyordu.
Benden iki yaş büyük ağabeyimle birlikte geçit töreninin yapılacağı hipodroma doğru yürümeye başladık.
İnsanlar, Ulus ve Ankara Garı yolu üzerinden Hipodrom’a adeta akıyordu.
Biz de onların arasına karıştık.
Herkes coşkuyla 10. Yıl Marşı’nı söylüyordu:
“Çıktık açık alınla on yılda her savaştan
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan
Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.”
Bir ara marş durdu, Atatürk’ün 10. Yıl Nutku başladı.
Nutkun ardından marş yine başladı ve bizler bir defa daha ona eşlik ederek yürüyüşümüzü sürdürdük:
“Türk’üz, Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz
İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz.”
Hipodromda tahta tribünler kurulmuştu. Onur tribününde Atatürk’ü, İsmet Paşa’yı, Mareşal Çakmak’ı, Tevfik Rüştü Aras’ı, Nuri Conker’i, Ruşen Eşref’i ve Fahrettin Altay Paşa’yı gördük. Cumhuriyet kutlamaları için Ankara’ya gelmiş Sovyetler Birliği’nden bir bakan da oradaydı.
Önce tanklar ve toplarla askerler geçti. Onları izciler, öğrenciler, memurlar, işçiler, meslek toplulukları ve kağnılı köylüler izledi. Hepsini de “Yaşa... Varol!” diyerek coşku ve heyecanla alkışladık.
Törenin sonuna doğru geçit alanını bizim de içinde olduğumuz izleyiciler doldurdu. Hepimiz Atatürk’ü daha yakından görmeye çalışıyorduk.
Atatürk’ün üzerinde frak ve başında silindir şapka vardı. Önünden geçen bizleri selamlıyordu.
Gözleri çakmak çakmaktı. Ağabeyime ‘Gördün mü, bize nasıl baktı’ dedim. O da “Evet,........© Yeniçağ





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d