Trump’a cevap – doğa, insan ve özgürlük
Bu yazı, Donald Trump’ın 23 Eylül 2025 tarihli BM Genel Kurulu konuşmasında iklim krizini “bir aldatmaca / con job” olarak nitelendiren söylemine doğrudan yanıt niteliğindedir. Söylenenleri tek bir cümleyle törpülemek mümkün: İklim sorunu lafazanlık veya politika manevrası değildir; maddi gerçeklikler, yaşam alanları ve gelecek kuşakların kaderi meselesidir.
İklim krizini “aldatmaca” diye etiketlemek, sorunun kökünü görmezden gelmektir. Ekolojik yıkım, yalnızca atmosferde artan gaz miktarlarının istatistiği değildir; üretim, tüketim, toprak mülkiyeti, cinsiyet ilişkileri ve güç hiyerarşilerinin toplamıdır. Doğayı metalaştıran, yaşamı kısa vadeli kâr hesaplarına feda eden siyaset ve ekonomi modelleri, sadece çevreyi değil; toplumsal hafızayı, kültürleri, yerel ekonomileri de yok eder. Bu nedenle iklim meselesine “bilim mi yoksa politika mı” diye ikili bir çerçevede bakmak yanlış ve tehlikelidir: sorunun kaynağı politik — fakat çözümü de politik, kolektif ve örgütlü olacaktır.
Çözüm merkeziyetçi güçlerin daha fazla yetki kazanmasıyla değil; yerel katılımın, kadın liderliğinin ve ekolojik aklın toplum örgütlenmesine nüfuz etmesiyle mümkündür. Jineoloji, ekolojik yaşama dair yerel bilgi üretimini,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d