menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uçum’un ‘klavuzluğu’ ve barış

16 0
18.10.2025

Erdoğan’ın başdanışmanı olan ve Bahçeli’nin saraydaki temsilcisi olduğu anlaşılan M. Uçum’un 12. 10. 2025 tarihli yazısı süreci anlamak için faydalıdır.

Öyle olduğu içindir ki Bahçeli, Uçum’un pazar yazılarını, salı günü grup toplantısında seslendirmekte, medyaya konumlandırılmış borazanlar da aynı görüşleri ekranlarda tekrarlayarak kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadırlar.

Uçum, sürecin “iki ana aşaması” bulunduğunu belirtiyor. Birinci aşamanın “geçici bir devlet politikası olarak yürütüldüğünü ve “terörsüz Türkiye’ye geçişi” amaçladığını, bu aşamada sayın “Öcalan’ın ve PKK yönetiminin” muhatap olduğunu belirtiyor. Çok yanlış biçimde “PKK’lilerin toplumsal ve ekonomik hayata katılmalarını” sağlamayı bu aşamanın temel sorunu olarak belirleyen Uçum, bunun için de “tek-geçici ve özel bir kanun” çıkartılacağını belirtiyor.

Uçum, “daha fazla demokrasiyi, daha fazla özgürlüğü, daha etkin devleti, kapsamlı hukuk reformlarını ve yeni anayasayı hedefleyen” bölümü ise ikinci aşama olarak tanımlamakta ve bu aşmanın öznelerini belirlerken Osmanlı oyunlarına başlamaktadır.

İlk olarak Uçum, “Kürtlerin siyasi temsilinde tekel yoktur, tam tersine siyasi temsil çeşitliliği vardır” diyerek, başka Kürt siyasal gruplarının varlığını, PKK’yi Kürtleri temsil eden güçlü özne olmaktan çıkartmanın gerekçesi yapmaya yönelmiştir.

İkinci olarak “Türk milletini, toplumun tüm kesimlerini, TBMM’yi, demokratik siyasi partileri, tüm bireysel ve kolektif kişileri”, yani Kürtlerden başka herkesi “Türk milleti” tanımlamasıyla demokratikleşme sürecinin özneleri olarak belirlemiştir. Böylece bir ulus olan Kürtler, demokratikleşme sürecinin dışına........

© Yeni Yaşam