Bilinçler firarda!
Kendinden tamamen bihaber, aynaya bakınca dahi kendini göremeyen insanlar mı oluyoruz? Öyle imkanlara sahibiz ki dünyanın her türlü bilgisini birkaç tuşa dokunarak önümüze getirebiliyoruz. Bunlara hayat bilgisi diyebilir miyiz peki, olsa olsa hayat hakkında bilgiler bunlar! Hayat bilgisi diyebileceğimiz şeylere sahip olabilmek için önce kendimize dair bir şeyler bilmeliyiz. Kendimizde, kendi hayatımızda, kendi bilincimizle yaşamalıyız. Dünyanın bilgisi elimizin altında ama kendimizle ilgili pek bir şey bilmiyoruz. Kulağa çok acayip gelen sözler bunlar ama gerçek de bundan daha başka bir şey değil!
İnsan, ‘kendi’nde yaşadığı halde nasıl kendisinden bu kadar habersiz olabilir? Buna hiç vakti kalmadığından belki! Bütün vakitlerini kendinden uzakta geçirmeyi marifet zannettiğinden… Ya da belki ancak kendinden kaçarak mutlu olabileceğine inandığından, buna şaşmaz bir doğruymuş gibi inandırıldığından!
“Görüşünüz ancak yüreğinizin içine baktığınızda berraklaşır. Dışa bakan düş görür, içe bakan uyanır. İnsanlar kendi ruhlarıyla yüzleşmekten kaçınmak için, ne kadar saçma olursa olsun her şeyi yapacaklardır. Bu nedenle, hayatta anlamı olan en küçük şey, anlamı olmayan en büyük şeyden daha değerlidir. Çünkü bilinçdışının baskısı altında, farkındalık eksikliği tehlikeli bir şekilde büyür ve eninde sonunda........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d