Yolsuzluğu gölgede bırakacak iddia: Casusluk
Cumhurbaşkanı Erdoğan 23 yıldır kesintisiz iktidarda. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak girdiği her seçimi kazandı; Cumhurbaşkanı Adayı olarak girdiği her seçimde halkın yüzde 50’sinden fazlasının desteğini arkasına aldı.
Türkiye’de, halk desteğini arkasına almak, 23 yıl kesintisiz iktidarda kalabilmek için yeterli midir? Değil yüzde 52, sandıktan yüzde 100 destek çıksa, tek başına milletin teveccühü bir parti ya da bir lideri iktidarda tutabilir mi?
Bu soruların cevaplarını son bir asırda edindiğimiz acı tecrübelerle öğrendik: Milletin desteğiyle iktidara gelebilirsiniz ancak orada kalabilmek için ya milli irade dışı güçlere boyun eğmeniz ya da içerden ve dışardan gelecek saldırılara cesaretle göğüs germeniz, mücadele etmeniz, müdahaleleri boşa çıkarmanız gerekir.
1930 yılında kurulan ve üç ay sonra kapatılan Serbest Cumhuriyet Fırkası eğer şeffaf bir genel seçime girebilseydi, ülkenin o günkü manzarası da gösteriyordu ki, CHP karşısında ezici bir zafer elde edecekti. 1960 yılında, Merhum Menderes seçime girebilseydi, 10 yıllık iktidarın ardından hiç şüphesiz yine birinci parti olarak çıkacaktı. Her darbe milli iradeye karşı yapıldı. Sadece askeri darbeler değil; ekonomik darbeler, anarşi, terör, vesayet kurumlarının baskısı, algı operasyonları, kaos denemeleri… Hepsi de milli iradeyi çiğnemek için devreye alındı.
AK Parti iktidarının daha ilk yıllarında darbe senaryoları yazıldı ama Erdoğan bunları boşa çıkardı. Asker tehditlerinin yanı sıra yargının, dönemin Cumhurbaşkanı’nın, İstanbul sermayesinin, medyanın taarruzları da Erdoğan’a etki etmedi. MİT Krizi, Gezi Olayları, 17-25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimi de millet iradesiyle iş başına gelmiş Erdoğan’ı........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d