menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Madde bağımlılığının nörolojik etkileri

22 1
25.09.2025

Madde bağımlılığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artan bir sorun olarak görülmektedir. Özellikle genç nüfusun daha fazla risk altında olduğunu belirtmek gerekir. Bu makalede kullanımına sık rastlanan bağımlılık yapan maddelerin nörolojik etkileri gözden geçirilecektir. Günlük gazete makalesi olarak tasarlanmış bu yazıda madde isimleri okuyucularda özendirme kaygısı ile zikredilmemiş ve sağlık uzmanı dışındakilerin anlaya bileceği sade bir dil ile hazırlanmıştır.

Bağımlılık, maddeye karşı zorlayıcı bir ihtiyaç, azalmış öz kontrol ve olumsuz sonuçlara rağmen sürekli kullanımla karakterize kronik bir beyin hastalığıdır. Bu durum, özellikle ödül ve yönetici işlev sistemlerinde beyin fonksiyonlarını ve yapısını kökten değiştirir.

Bağımlılık, tekrarlanan madde kullanımının beynin işleyişini değiştirmesiyle ortaya çıkar. Bu değişiklikler, kullanıcının öz denetimini zorlar ve madde isteklerine hayır deme becerisini engeller. 2003 yılında Volkow, ND tarafından bağımlı insan beyni üzerine yapılan bir araştırmaya göre: Journal of Clinical Investigation dergisinde yayınlanan görüntüleme çalışmalarından elde edilen bilgiler, beyin görüntüleme araştırmaları ve bağımlılık modellerinin duygusal süreçlerde "maddeyi sevmekten yoğun bir şekilde istemeye" değişiklikler gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu değişim, madde kullanımının olumsuz sonuçları hakkındaki tüm mantıklı düşünceleri geçersiz kılan, maddeye karşı güçlü bir istek yaratır.

Madde bağımlılığının nöroloj/psikiatri kliniğinde görülenler bazı durumlar

Kullanılan maddeler uyarıcı veya sakinleştirici özelliklerine göre görünür tablo değişmektedir. Uyarıcı özellikli bazı maddeler kişide uyarılmış bir durum, iştahta ve susuzlukta azalma, hafif sıcaklık artışı, kan basıncında artış ve aşırı kefillik hâli ortalama dozlarda görülebilirken; daha yüksek dozlarda veya kronik kullanımda kas erimesi, aşırı titreme, kalp ritim bozuklukları ve hatta ölümle karşılaşıla bilinmektedir.

Ayrıca kullanımı sonrasında görülen nörolojik komplikasyonlar arasında migren gibi baş ağrıları, eller/gövdede titreme, epileptik nöbetler, aşırı kasılma-katılık ve beyin damar hastalıkları da görülür. Kanama ve tıkanıklıkla gelişen inme durumu kullanıcılarında genelde altta yatan damar genişlemesi, damarsal anormalliğin bulunduğu ve kan basıncının yükselmesi ile kanamanın gerçekleştiği düşünülmektedir.

Ağır ve kronik kullanıcılarında özellikle hafızanın etkilendiği bilinçli gelişen beyin fonksiyonların yıkımın olduğu görülmüş ve MR çalışmaları ile de göstermiştir. Ayrıca atardamar veya toplardamar tıkanıklığı veya kanamalı gelişen inme ve kan sodyum tuzu düşüklüğü sonrası beyinde ödem, koma ve ölüm görülebilir.

Damar iltihabı da görülen bir komplikasyon olup, genç inmeli veya merkezi sinir sistemi damarlarının iltihaplıları da bazı madde kullanıcılarında görülmesi tipiktir.

Genellikle tıbbi olarak kargı giderici ve uyku düzenleyici etkileri nedeni ile kullanılan bir grup maddelerin bağımlılığında, maddenin vücuttan çekilmeleri........

© Yeni Mesaj