Antisemitizm, Siyonizm ve İsrail Devleti
Antisemitizm
Antisemitizm, yani Yahudi düşmanlığı, insanlık tarihinin en eski, en yakıcı ve en yıkıcı akımlarından biridir. İsa’yı öldürmekle suçlanan Yahudiler asırlar boyunca Hristiyan aleminin her yerinde baskı ve aşağılanmayla karşılaştılar. Pogramlar, hakaretler, toplu cinayetler ve yerinden edilmeler Yahudilerin adeta kaderi oldu.
Modern zamanların antisemitizmi ise insanlık tarihinin en utanç verici sayfalarını dolduran olaylarla doludur. 19. yüzyılın ortalarında Rusya ve Polonya’da yaşanan Yahudi karşıtı pogromlar, sürgünler ve aşağılanmalar, aynı yüzyılın sonunda Fransa’da “Dreyfus Olayı” olarak bilinen ve Yahudi asıllı bir Fransız subayını haksız yere yargılanmasına kadar varan onulmaz Yahudi karşıtlığı, antisemitizm tarihinin en karanlık sayfalarındandır.
Ve tabii Hitler Almanya’sının “ince mühendislikle” tarihin en korkunç soykırımına imza atması ve tam altı milyon Yahudi’yi korkunç şekilde yok etmesi...
Yahudi karşıtları bu nefret karnavalını haklı göstermek için her zaman bahaneler üretmişlerdir. Kimi İsa’nın ölümünden Yahudilerin sorumlu olduğunu söyledi, kimi Yahudilerin “tuhaf biçimde” farklı olduklarını ve asimile olmadıklarını, kimileri tam tersine, asimile olup milli kültürleri bozduklarını, kimileri de ülkelerin ekonomilerini içerden ele geçirdikleri gibi bir dizi komplocu argümanlar ileri sürdüler.
Oysa gerçek şudur ki, bütün ırkçılıklarda olduğu gibi, Yahudi düşmanlığı da zihinlerde kurgulanır ve somut gerçeklerle hiçbir ilgisi yoktur. Antisemitizm seçilmiş bir tavırdır, bir tür ideolojik tercihtir. Bu bağlamda kullanılan “tarihsel” argümanların tarihle bir ilgisi yoktur. Başka türlü söylersek, tarihsel olaylar değil, Sartre’ın dediği gibi, “tarihi belirleyen Yahudilere dair üretilen fikirlerdir”. Bu fikirler somut tarihsel olaylardan kaynaklanmıyor!
Farklı Siyonizmler Vardır Ama...
Siyonizm, yani Filistin topraklarında Yahudi devleti kurma fikri, böyle bir tarihsel arka plandan kaynaklandı. Bu fikrin babası sayılan Theodor Herzl ve daha birçok Yahudi aydın önceleri kurtuluşu Yahudilerin yaşadığı toplumların kurtuluşunda arıyorlardı. Yahudiler bir “parya-halk” olmaktan kurtulacak ve içinde yaşadıkları toplumlarla birlikte mücadele edip hep beraber kurtulacaklardı. Özellikle Fransa’nın önemli entelektüellerden Bernard Lazere bu fikrin öncelerindendi.
Fakat, Dreyfus Olayı, “birlikte kurtuluşun” mümkün olmadığı, ne yaparlarsa yapsınlar Yahudilerin sistematik olarak dışlanıp horlanacakları kanısını güçlendirdi ve tek çarenin bir Yahudi devleti kurmak olduğu fikrinin yaygın olarak benimsenmesine yol açtı. Nitekim, Theodor Herzl “Yahudi Devleti” adlı kitabını 1896 yılında Dreyfus Olayının en hararetli günlerinde kaleme aldı. Daha önceleri kafasında........
© Yeni Düzen
