Risale-i Nur Talebeleri: İman ve ahlâkın öncüleri
Bu talebeler, yalnızca bir inancı benimsemekle yetinmez; İslâm’ı hayatlarının merkezine yerleştirerek, her anlarını Allah rızasına uygun yaşamaya özen gösterirler. Said Nursî’nin iman ve Kur’ân hakikatleri doğrultusunda, onların hayatları samimiyet, ihlas ve tevhid bilinciyle yoğrulmuştur. Peki, Risale-i Nur talebelerini bu kadar özel kılan nedir? Onların belirgin özellikleri, hem ferdî hem de içtimaî düzeyde nasıl bir etki oluşturur?
Risale-i Nur talebeleri, iman hakikatlerine yürekten bağlıdırlar ve bu bağlılık, onların hayatlarının her alanında kendini gösterir. Said Nursî’nin yaşadığı ve örnek almamızı istediği gibi, İslâm’ı sadece bir inanç sistemi olarak değil, bir hayat tarzı olarak kabul ederler. Düzenli olarak Risale-i Nur eserlerini okur, müzakereli dersler yapar ve bu okumaları manevî bir arınma, ibadet ve hayatlarına uygulama fırsatı olarak değerlendirirler. Bu süreç, onların bilgiyi sadece akademik düzeyde değil, pratik hayatta da uygulayan fertler olmalarını sağlar. Toplumu oluşturan fertlerin dünya ve ahiretlerinin saadetlerine hizmet etme ve insanlara........
© Yeni Asya
