Sulhta hayır vardır
Uzun süredir Türkiye’nin gündemini meşgul eden terör örgütünün silâh bırakma ve kendini feshetme kararı, kamuoyunun içeriğine pek hâkim olamadığı ve algılayamadığı bir süreç sonrasında, önceki gün duyuruldu.
Pek yakın bir dönemde âkil adamlarla yürütülen fakat akamete uğrayan açılım süreci bağlamında gördüğümüz sevinç dolu halaylı kutlamaları ve iyimser açıklamaları bir kez daha gördük. Temennimiz bu sevinç halinin ülkemizden başlayarak başta Irak ve Suriye ile birlikte İslâm coğrafyasını kuşatacak bir sıçramayı beraberinde getirmesidir.
Bahçeli’nin Öcalan’la ilgili çağrısından sonra Türkiye’de esmeye başlayan barış rüzgârlarının yeni bir fırtınaya dönüşüp dönüşmeyeceği endişesi, daha önceki süreçleri yaşayanların temel tedirginliğidir. Bu yüzden biz de ilk günlerden itibaren meraklı sorularımızla bilhassa Güneydoğu’da yaşayan, süreçleri takip eden ve fikren sürece olumlu bir katkı sunmaya çalışan gayretli fikir ehline ne düşündüklerini sorduk. Aldığımız cevapların ortak noktası “sulhta hayır olduğu” yönündeydi. On yıllardır bölgeyi her yönüyle perişan eden, binlerce insanımızı hayattan koparan, ülkemize ve barış dini olan İslâm’ı temsil eden coğrafyamıza tarifsiz bir şekilde büyük zararlar veren terör belâsı, yeter ki tüm müştemilatıyla başımızdan def olup gitsindi. İnşallah öyle de olur.
Terör örgütünün fesih açıklamasında eleştirilere sebep olan hususlar, meselenin karanlıkta........
© Yeni Asya
