15 Temmuz
“Bana Vahdet gibi bir yâr-i müsâid lâzım
Artık ey yolcu bırak, ben yalnız ağlayayım.”
(Mehmet Akif)
Said Nursî ise referansınız… Aklen, fikren, zihnen, kalben, ruhen asrın sesine ise ittibaınız… Ferdî, ictimaî, siyasî çalkantılar arasında Bediüzzaman ise mürşidiniz… Ne yolda kalır ne yoldan çıkarsınız, ne aldatır ne aldatılır, ne alet eder ne de alet olursunuz.
“Zemin bataklık ve dâm ve plan serilmişti.” Ehl-i İslâm’ın başına, 31 Mart hadisesiyle yeni bir gaile açıldığının, “şeriat” lafzı adı altında gariban ümmetin başına bir çorap örüldüğünün farkında olarak Bediüzzaman’ın bu meş’um hareketi nasıl tanımladığını ve neden ayaklanmayı iki-üç dakika uzaktan seyredip oradan uzaklaştığını,
Hukukun, sağduyunun ayaklar altına alındığı 31 Mart’ın hukuksuz ortamında, genç bir âlim tarafından İslâm ulemasının izzetini koruyan ateşten bir gömleğin nasıl giyildiğini, İslâm’ın izzet ve şerefinin nasıl korunduğunu,
Gücün “kanun” olduğu bir ortamda, devletin güvenliği gibi gerekçelerle temel hakların askıya alınabileceğini iddia eden ve bu düşünceyi fiilen uygulayanlara “Bir masumu idam etmek mi, yoksa on caniyi affetmek mi daha zarardır?” sorusunun cesur bir âlim tarafından neden sorulduğunu,
“Zalimler için yaşasın Cehennem!”........
© Yeni Asya
