|
Hüseyin Avandağdibace.net |
Zonklamaları beynine vuruyor ve dişinin oyuğundaki ağrı, adeta bir nabız gibi atıyordu. Sağa döndü, sola döndü; yüzünü yastığa...


Düğün fotoğraflarımızın son hâlini gözden geçirirken, fotoğrafçı: “Yüzünün sağ tarafındaki şu beni silelim, alnındaki çiçek...

Düğün fotoğraflarımızın son hâlini gözden geçirirken, fotoğrafçı: “Yüzünün sağ tarafındaki şu beni silelim, alnındaki çiçek...

Düğün fotoğraflarımızın son hâlini gözden geçirirken, fotoğrafçı: “Yüzünün sağ tarafındaki şu beni silelim, alnındaki çiçek...

Düğün fotoğraflarımızın son hâlini gözden geçirirken, fotoğrafçı: “Yüzünün sağ tarafındaki şu beni silelim, alnındaki çiçek...

Soba homurdanarak yanıyordu. İçi geçmeye başlayan ve közden küle dönen odunların üzerine, sırasını bekleyen henüz yanmamış odunlar da...

Aklıma düşenler, su üstünde parlayıp kaybolan balıklar gibidir. Öteleyip de “sonra bir bakarım” dersem; nereden bilirim suyun altında...

Yorucu geçen bir yaz gününün ardından akşam eve döndüğümüzde, tarladaki çalışma yorgunluğunu atmak için küçücük evimizin mavi...
