Postmodern siyasal dinci olarak Papa 14. Leo: ‘İbrahimi Dinler’ bağlamında iki farklı siyasal dincilik, tek hedef
Şahin Filiz yazdı…
Papa 14. Leo, geçtiğimiz günlerde İznik’te teopolitik ve stratejik bir ziyaret gerçekleştirdi. Din ve dinsel ritüeller daha çok görünür kılınmış olsa da ziyaretin ardındaki dinci tarihsel-siyasal amaçlar, Papa’nın din görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal birliğini, anayasal düzenini ve toprak bütünlüğünü tartışılır hale getirildiğini gizleyebilmiş değildir. Ekümenizm, imparator Konstantinus’un himayesinde İznikte 325’te yapılan psikoposlar toplantısıyla ilk adımı attı. Siyasi himaye ve yönlendirme bu toplantının daha başlangıçta siyasal Hristiyan dinciliği olduğunu tescillemiştir. Bütün Hıristiyan mezheplerinin tek çatı altında toplanması, dinsel birleşme olduğu kadar Roma’nın siyasal bütünleşmesi çabasını da içermektedir. Tüm kiliseler ve Hıristiyan gruplar bu bütünleşmenin çağrılısıdır. İznik, hem dinsel hem de siyasal birleşmenin yeri olarak belirlenmiştir. Leo’nun ziyaretinin en önemli sonucu ise, Hristiyanlığın Anadolu’yu asıl yurt olarak 1700 yıl sonra yeniden güncelleme girişimidir. Terör örgütlerinin şımartıldığı, Barzani’nin Cizre’de koruma ordusuyla boy gösterdiği, kucaklayıcı kimlik Türklüğün yerine ırkçı-faşist etnikçiliğe barış ve demokrasi adı altında güzellemeler yapıldığı, ana/yavru muhalefetin de iktidardan daha kralcı davranarak bu tehlikeli süreci desteklediği, Papa’nın Hz. Peygamber’in Medine’ye gelişini Müslümanların “Ay üstümüze doğdu (Tala’al Badru aleyna)” ilahisiyle karşılayan siyasal İslamcı iki yüzlülüğünün Atatürk’e bir mevlit’i haram kıldığı bir kırılma noktasında Leo’nun İznik’e gelişi, “Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur” atasözünü yeterince açıklamaktadır. Siyasal İslamcılar, Hz. Peygamber’e özgü olan karşılama ilahisini Papa’ya layık gördüklerinde çoğu insan şaşırmıştı. Oysa Papalığın benzer ziyaretini 100 yıl önce reddeden Atatürk’e, “kafir” deme alçaklığı açık etmekten çekinmemiş olduklarını akılda tutmak yetişirdi. Eperyalizm Fethullah’ı “İbrahimi Dinler”in gereği olarak “dinler arası diyalog” ile görevlendirdiğinde, bu diyaloğun, Ekümenizmin lehine ama İslam’ın aleyhine olduğunu bile bile aynı siyasal İslamcılar, Fetö’nün yanında saf tuttular, saf tutanlardan büyük bir bölümü hala hak ettikleri ihanet-i vataniye ve ihanet-i İslamiye’ye yönelik cürümlerinden dolayı cezalandırılmış değildir. Unification Church (Birleşik Kilise) diye bilinen Moonculuk, Fetullahçılara “İbrahimi Dinler” planını çok önceden öğretmişti. Fetö, bu tuzağı, “Unification Church, Masjid and Synagogue” (Birleşik Kilise, Cami ve Sinagog” şeklinde genişleterek “kandırılmaya teşne” Siyasal İslamcılarla bir olup Ulus devleti yapısını tahrip etmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni etnik ve dinsel bloklara ayırmayı hedeflemişlerdi. Bu nedenle, Siyasal İslamcılık ve ekümenik siyasal Hristiyanlık, Türkiye ölçeğinde, tek hedef olarak Türk ulus devletini hedef almış bulunmaktadır.
Ayrıntılarını aşağıda veriyorum. Sabır ve dikkatle okuyun.
Ekümeniklik, tarihçesi, Haçlı Seferleri ve Papa 14. Leo’nun (Leo XIV) yakın tarihli İznik ziyareti arasında, Hristiyanlık tarihi ve güncel dini diplomasi açısından çok güçlü ve karmaşık bir ilişki ağı vardır.
Ekümeniklik (veya Ekümenizim), kelime kökeni olarak Yunanca “oikoumene” (üzerinde yaşanan dünya/evren) sözcüğünden gelir. Terimsel anlamı ise; tarihsel süreçte Katolik, Ortodoks ve Protestan gibi mezheplere ayrılmış olan Hristiyan dünyasının tekrar birleşmesi, iş birliği yapması ve “tek bir kilise” idealine dönmesi hareketidir.
Ekümeniklik tarihinin başlangıç noktası, bugün Bursa sınırları içinde yer alan İznik’tir (Nicaea).
Tarihsel süreçte Doğu (Ortodoks) ve Batı (Katolik) kiliseleri, teolojik ve siyasi anlaşmazlıklar sonucu 1054 yılında “Büyük Bölünme” (Schism) ile ayrılmıştır.
Ekümeniklik çabaları ile Haçlı Seferleri arasında paradoksal (hem zıt hem ilişkili) bir bağ vardır:
Bölünmenin Derinleşmesi: Haçlı Seferleri, başlangıçta Hristiyan dünyasını “Müslümanlara karşı birleştirmek” iddiasıyla yola çıksa da sonuçları itibarıyla Doğu ve Batı kiliseleri arasındaki uçurumu derinleştirmiştir. Özellikle 1204 yılındaki 4. Haçlı Seferi‘nde, Katolik Haçlıların Ortodoks İstanbul’u (Konstantinopolis) işgal edip yağmalaması, iki mezhep arasında yüzyıllar sürecek bir nefret tohumu ekmiştir.
Modern İlişki: Günümüzdeki ekümenik hareketler (Papa ve Patrik görüşmeleri), Haçlı Seferleri’nin yarattığı bu tarihsel travmayı onarmayı amaçlar görünse de, “Ekümeniklik” iddiaları ve Batı’nın ilgisi, Ekümenizmin, Haçlıların yarım kaldığına inandığı 13. Ve 14. Yüzyıllardaki amaçlarını tamamlamayı hedefleyen bölge üzerindeki emellerini sürdürmeye yönelik bir “Modern Haçlı Seferi” veya “Bizans’ı diriltme çabası” olarak yorumlanıp eleştirilmesi, haklı gerekçelere dayanmıyor değildir.
Sorduğunuz Papa 14. Leo (Leo XIV) ve onun İznik........© Veryansın TV





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein