menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ceren ile Alya! – ‘Sırrı Abi’ haklıymış! ‘Eşit yurttaşlık’ istiyorum

228 66
06.05.2025

Erdem Atay yazdı…

Kabul ediyoruz.

Artık biz de ‘eşit yurttaşlık’ istiyoruz.

Yurttaşın ‘eşitlik’ içerdiğini falan reddediyorum. Biz barış, demokrasi, özgürlük istiyoruz.

Onurlu bir yaşam, bir hırka bir lokma…

Giderken de ‘önder’ gibi uğurlanalım arzusundayız.

Ne diyordu Ceren Hanım, babası Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreninde:

“Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba.”

Biz de böyle gitmek istiyoruz.

Hastane masraflarımız devletimiz tarafından karşılansın, en iyi doktorlar tarafından ameliyat edilelim istiyoruz mesela.

Terörist Abdullah Öcalan’a ‘baba’ demek, ‘Ölene kadar Apocu’yum’ deyip kahraman sayılmak, Hendek teröründe talimatı getiren kişi olup da vicdanı sızlamayan biri olarak kalmak ve bunları yapmamıza rağmen Türk bayrağına sarılı bir şekilde bu dünyadan göçmek mesela…

Ama öncesinde neler yapmak istiyorum biliyor musunuz?

Tatile gitmek!

Şimdi size, sizin de unutamayacağınız bir tatil planımı anlatacağım.

Rüyamda gördüm…

***

Dedim ya, tatil yapma hevesindeyim.

Önce Alaçatı’ya gitmek istiyorum.

‘Ahali Alaçatı’da denize sıfır bir meyhanede Ege’nin en taze balıkları ve mezeleri eşliğinde rakımı içmeyi…

İskeledeyken kafam çakırkeyif olduğunda mis gibi deniz kokusu çarpmalı yüzüme…

Hissetmeliyim rüzgarın beni okşamasını…

***

Sevdiklerimle kafaları bir güzel çektik ya… Artık uyku zamanı…

Hemen 5 bin 500 metrekarelik, denize sıfır, yemyeşil bir otelde ‘Alaçatı Beach Resort’a gitmek ve oranın kral dairesinde sızmak istiyorum.

***

Eeee, uykumuzu da aldık. Neden otelimizdeki güzel kahvaltımız sonrası sahile gitmeyelim ki!

Turkuaz renkli Ege denizinde, benzersiz bembeyaz kumlarda güneşlenmek ve denize girmek…

‘Alaçatı 11 Beach’ bunun için en uygun yer.

Güneşin batışını, o kızıllığı izleyerek akşam olsa orada…

Misss…

***

Eee, o kadar tuzlu suya girdik…

Tatlı da mı yemeyelim!

Güneş batarken koşa koşa ‘Cherry On Top’, nam-ı diğer “pastanın üstündeki kiraz” adlı pastaneye gidelim mesela.

Denize sıfır, Akdeniz dekorunda bir alanda taze meyvelerden anlık hazırlanan geniş kokteyl menüsü ve taş fırında pizza servisi…

Güzel olmaz mıydı şimdi!

***

Tatlımı da yedim…

Damarda biraz sosyalistlik de var.

Komün de yaşamam lazım… İzole kalmaya ihtiyacım var.

Zeytin ağaçlarıyla dolu bahçe bunun için biçilmiş kaftan! Kendi yemeklerimi yapıyor, istediğim zaman zeytin ağacının gölgesinde arkadaşlarımla felsefe yapıp oturuyorum, sonra yine kendimle baş başa kalıyorum!

Bunun için ihtiyacım olan mekanı da buldum: Alaçatı’daki ‘Loge’

Oh ne güzel bir şey bu özgürlük!

***

Alaçatı’dan hiç ayrılasım yok… Ama başka bir tat, başka bir zevk arıyorum. Çeşme geliyor aklıma.

Hızlıca arabama atlayıp bir süre yol aldıktan sonra müthiş bir mekan daha keşfediyorum.

Şimdi ‘Panayır Alaçatı’ zamanı!

Yaşasın!

Denizin kenarında, çimlerin üstünde, yemek kioskları, bira ve kokteyl barları, oyun alanları, yeşil bir ortam, iyot kokusu…

Ne istesem var!

Oh be ne güzel bir şey bu demokrasi diyerek atıyorum kendimi şezlonglara…

***

Param ve zamanım çok ve derdim yok ya…

Eeee hadiii.. Akşam yemeğine İstanbul’a gitsek mi?

Akşam yemeğimi ‘Ahali Teşvikiye’ adlı mekanda şarabımla birlikte alsam… Şeflerinin damak şaşırtan yemek sunumlarından bunalsam…

Çok hoş olmaz mı?

Öyle de yapıyorum.........

© Veryansın TV