Bahçeli’nin Açıklamaları ve Suriye’de Yaşananlar (2)
Bu yazımıza bazı öngörü ve sezgilerimizi paylaşarak başlamak istiyorum:
MHP Lideri Devlet Bahçeli önceki yazımızda bahsini ettiğimiz açıklamaları Suriye’de Esed rejiminin yıkılması ile sonuçlanan hadiseleri önceden bilerek yapmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Bahçeli’nin sözlerini, Suriye’de yaşanacakları önceden bilerek desteklemiştir.
Hatta DEM’liler de Suriye’de yaşanacakları önceden bilerek Bahçeli’nin bahsini ettiğimiz açıklamalarını ilk baştan itibaren kesin olarak reddetmemiş, ihtiyatlı bir şekilde, negatif görüntü vermeyen cevaplar vermiştir.
Suriye’de yaşanan hadiseler, Türkiye’nin istihbarî bilgileri dâhilinde meydana gelmiştir. Yani burada yaşananlar, Türkiye için beklenmedik bir “sürpriz” olmamıştır.
1 Ekim 2024 günü Bahçeli’nin bazı DEM’li milletvekillerinin ellerini sıkmasıyla başlayan süreç durduk yere işlerlik kazanmamıştır. Suriye’de 27 Kasım günü başlayıp 12 gün sonra Esed Rejiminin çökmesi ile sonuçlanan hadiselerle, ABD’nin PKK ve uzantılarına yönelik politikalarına ilişkin istihbarî bilgiler temelli malumatlara bağlı olarak, 1 Ekim’deki DEM’li milletvekillerinin ellerini sıkma fiili ile sonrasındaki açıklamalar yapılmıştır.
Suriye’de, belli bölgelerde fiili olarak baskıcı hâkimiyet kuran PKK/YPG/PYD terör örgütlerini de etkileyecek olan hürriyet mücadelesi 27 Kasım günü başlamış ve 61 yıllık Baas dikta rejimi kartondan yapılmış kuleler gibi fazla zorlanmadan çökmüştür.
Bu kısa sürede meydana gelen rejim çöküşü, yıkılan rejimin toplum nezdinde ne kadar nefret edilir hale geldiğini de gösteriyor.
Rejim hızlı şekilde çöküşü, Rusya ve İran gibi harici güçlerin sağladıkları desteklerin ve himayelerin, toplum nezdinde nefret edilir hale gelen dikta rejimlerinin çöküşünü engellemeye yeterli olmadığını da tüm dünyaya göstermiş olmaktadır.
Suriye’de yaşanan rejim değişikliği, kısa sürede bu ülkeye barış ve iç huzurun geleceği manasına gelmiyor. Çünkü Suriye, hala bazı dış güçlerin karıştırmak istedikleri bir ülkedir.
Bu sebepledir ki, bir yandan harici güçlerin vekâlet ilişkileri içinde kontrol ettikleri PKK/PYD/YPG, DEAŞ vb. terör örgütleri efendilerinin yönlendirmeleri doğrultusunda, diğer yandan da yıkılan Esed rejiminin kalıntıları, ellerine fırsat geçtiğinde Suriye içinde krizleri tetikleyecek eylemleri gerçekleştirmek isteyebilirler.
Burada bir husus temas etmek isteriz.
Gerek Türkiye içinde kanlı terör eylemler gerçekleştiren PKK ve siyasi uzantıları, gerekse Suriye’deki PKK’nın harici uzantıları PYD/YPG, birbirinden bağımsız değildirler.
Bu vesileyle bunların her biri ile alakalı gelişmeler diğerini de etkileyecektir.
Daha somut ifade etmek gerekirse, PKK’nın siyasi uzantısı görünümündeki DEM, Suriye’deki PYD/YPG’nin akıbeti ile yakından alakalıdırlar.
Burada ifade etmek gerekirse, terörü sonlandırmanın iki ayağı mevcuttur.
Birincisi içeride PKK’nın dağılması sürecinin DEM ve Apo aracılığıyla sağlanması.
İkincisi, Ülkemizdeki terörü sonlandırma süreci ile bütünlük içinde Suriye’deki PKK’nın uzantısı olan PYD ve YPG’nin silahları gömmesinin sağlanması.
DEM ülkemiz içinde terörist başı Apo ile görüşüp sonra da başta AK Parti ve MHP olmak üzere diğer........
© Turktime
