Hikâyeyi bitirince son sözümü söyledim: "Ben nişanlıyım..."
"Sonra düşündüm; ninemin ısrarla; 'nişanlayıp sözleyelim' dediği meselesinin altında yatan bu muydu?.." Başladım Kızılderili hikâyesini anlatmaya: - Cherokee kabilesinin güngörmüş ihtiyarlarından biri, torunlarına eğitim veriyormuş. Onlara demiş ki: “İçimizde bir harp, bir mücadele, bir savaş var. Korkunç bir savaş. Hem de iki amansız canavar arasında: Bu canavarlardan biri; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık hissiyatını, yalanı, gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor. Diğeri ise; huzuru, saadeti, muhabbeti, hürmeti, ümidi, paylaşmayı, cömertliği, sakinliği, mütevâzılığı yani alçak gönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliği, dostluğu, hoşgörü ve anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor. Aynı mücadele sizin içinizde de var ve diğer bütün insanların içinde de... Çocuklar; anlatılanları daha iyi anlamak için bir müddet tefekkür ederek düşünmüşler ve içlerinden biri dedesine; ‘Acaba hangi canavar kazanacak dedeciğim?’........
© Türkiye
