Saadete ve rahata kavuşmak...
İnsanın dünyâda ve âhırette mes’ûd olması için, Müslümân olması lâzımdır. Dünyâda mes’ûd olmak, râhat yaşamak demektir. Âhırette mes’ûd olmak ise, Cennete gitmek demektir. Bilindiği üzere, dünyâda iyi ve faydalı şeyler; kötü ve zararlı şeylerle karışık şekilde bulunmaktadır. Saâdete, rahat ve huzûra kavuşmak için, hep iyi, faydalı şeyleri yapmak lâzımdır. Allahü teâlâ, kullarına çok merhametli olduğu için, onlarda iyi şeyleri kötülerden ayıran bir kuvvet yaratmıştır. Bu kuvvete “Akıl” denmektedir. Akl-ı selîm (temiz ve sağlam olan akıl), bu işini çok iyi yapar, hiç yanılmaz. Günâh işlemek, nefse uymak, aklı ve kalbi hasta yapar; bu durumda akıl, iyiyi kötüden ayıramaz hâle düşer. “Akıl”: İdrâk kuvveti, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırmaya yarayan bir kuvvettir. Peygamber Efendimiz, 2 hadîs-i şerifinde buyurmuştur ki: “...Akıl, sâhibini iyiliğe götürür, kötülükten alıkoyar. Kişinin aklı olgunlaşmadıkça, dîni doğru ve îmânı kâmil (olgun) olmaz.” (İhyâu Ulûmid-dîn) “Sizin akılca en üstününüz, Allah'tan en çok korkanınızdır. En iyiniz, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet edeninizdir.”........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin