Beka sorunumuz
Sevgili çiftçi ve tarım dostu okurlarım,
Siyaset sahnesinde “beka” kelimesi dile geldiğinde çoğu zihin, sınır güvenliği, terörle mücadele ya da siyasi istikrar gibi dar bir çerçeveye yönelir. Oysa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Büyük milletlerin her zaman beka meselesi vardır.” sözleri, bu kavramın çok daha geniş ve derin bir anlam dünyasına işaret eder. Beka; yalnızca askeri tehditlere karşı ayakta durmak değil, ülkenin coğrafyasını, sosyal dokusunu, ekonomik yapısını ve yaşam kaynaklarını korumak demektir. Toprağın veriminden suyun berraklığına, kültürün sürekliliğinden nesillerin güvenli geleceğine kadar uzanan bu kavram, aslında bir milletin hem bugünkü hem de yarınki varlık imtihanıdır.
Toprak… Üzerinde yürüdüğümüz, ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz kadim vatan.
Su… Her canlının damarlarında hayatı taşıyan sessiz mucize.
Ve gıda… Tabağımıza gelene kadar binlerce emek, alın teri ve sabrın birleştiği kutsal nimet.
Bunlar olmadan ne bayrak dalgalanır ne şehirler ayakta kalır ne de milletin varlığı sürer. Bir milletin çöküşü bazen savaş alanlarında başlamaz; bazen bir damla suyun eksilmesiyle, bir avuç toprağın çoraklaşmasıyla başlar. Sınır boylarındaki nöbetçiler kadar, tarladaki çiftçi de ülkenin bekçisidir. Bugün dünyada yaşanan krizler gösteriyor ki, gelecek yüzyılın en sert mücadeleleri tanklarla, füzelerle değil; su kaynakları, verimli topraklar ve gıda üretimi için verilecek.
TÜRKİYE’NİN TARIMSAL BEKA SORUNU
Türkiye, üç kıtanın kavşağında,........
© Türkgün
