Önce erkeği kurtarın
“Bayan”ların işi zor. Baksanıza onlar için neler deniliyor? Gerçi TDK, aralarında kadınlara yönelik nefret ve aşağılama içerenlerin de bulunduğu deyimleri sözlüklerden kaldırılması yönünde beş yıl önce adım attı: Kızını dövmeyen dizini döver / Elinin hamuruyla erkek işine karışma / Karı gibi konuşma / Kaşık düşmanı / Saçı uzun aklı kısa / Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etme. Sözlüklerden kaldırılmış olabilir ama bu adım bilinçaltlarına ne kadar etki etti belli.
O sopanın yerini eller, bıçak, tabanca aldı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre, geçen ay, 31 kadın cinayeti işlendi, 30 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Cinayetlerin; sekizi evli olduğu erkek, beşi birlikte olduğu erkek, dördü eskiden evli olduğu erkek, dördü akrabası, üçü eskiden birlikte olduğu erkek, ikisi tanıdığı biri, ikisi kardeşi, biri oğlu, biri babası tarafından işlendi. Bu cinayetlerin neredeyse yüzde 50’sinde tabanca kullanıldı.
İddialara göre, temelde kadınlara yönelik ve aile içi şiddeti önlemeyi İstanbul Sözleşmesi, seçim öncesi bir siyasi partinin muhafazakâr kitle üzerindeki ağırlığı nedeniyle kaldırıldı. Muhafazakâr kitleden söz etmişken, Kur’an’daki, kadınların “dövülebileceği” gibi -teolog ve din bilimcilerin tartıştığı- ayetleri de unutmamak gerekir. Ancak teolog ve din bilimcilerin tartıştığı bu konuyu bir sonuca vardıramayacağımız için bu yazı sonsuza dek sürebilir. Gerekçenin üzerinde yoğunlaştığı nokta ise yasanın, eşcinselliği normalleştirme sonucu doğurabileceği ve böylece aile yapısının parçalanacağı. Sözleşmenin feshini savunanlar, 6284 Sayılı Yasa’nın doğan boşluğu karşıladığı söylemekteler.
O yasa bile İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olanları tatmin etmedi. Kurulan ismi hatırlanamayacak kadar uzun olan bir komisyonda görüşler bu........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein