UZAK KOMŞULARDAYIZ SARIGÖL ALAŞEHİR GEZİ NOTLARI.1
UZAK KOMŞULARDAYIZ
SARIGÖL ALAŞEHİR GEZİ NOTLARI.1
Yine yollardayız. Anemon Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübünün (Manisa) tertip ettiği Akhisar gezisi dışında şimdiye kadar hemen hepsine gitmenin nasip olduğu, İlçelerimizi Geziyoruz projesi kapsamında, bir gün önceden (31.10.2025) Sarıgöl ve Alaşehir için hazırlanıyoruz. Kulüp başkanı emekli eğitimci Ömer Bülbül beyin hatırlatma ve daveti üzerine, eşimin mazereti sebebiyle yalnız katılmaya karar veriyorum. Sabah 05.15 gibi kalkıyor, hazırlıklardan sonra 06.45 gibi otobüsteyiz. Manisa Büyük Şehir Belediyesine de teşekkür borçluyuz. Bu tür çoğu emekli ve ev hanımı insanlar için hayat ve çevre ile ilgili bilgi, görgü ve mutluluklarını artırıcı bu tür faaliyetler çok değerli. Öğrenme, yaşama heyecanı dışında sağlıklı kalma yönünden de çok önemli. SGK’nın da yükünü azaltıyorlar sanki. 46 kişiyiz.
Ömer bey bilgi veriyor. Bizi Sarıgöl’de saat 09.00 gibi kısa adı SADER olan Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneğinin 500-600 metrekarelik müze gibi olana bahçesinde başkan Harita Müh. Salih Yapıcı bey bizi karşılayacak ve kahvaltımızı getirdiklerimizle orada yapacağız. Arkasından, Sarıgöl bağları, Dolay Çeşmesi (Heredot çeşmesi), tarihi çınar ağacı yoluyla yaklaşık 8 km yürüdükten sonra Sarıgöl’e varacak, orada Kesikli Pidesinden yiyeceğiz. Önceden konuştuk; kişi başı şu kadar. Sonra Alaşehir’e geçeceğiz. Oranın da tarihi yedi kiliseden biri olan St.Jean Kilisesi kalıntıları ve diğer yerleri gezeceğiz. Gece dönerken yeni başlayan “Gece Müzeciliği” uygulamasını da yerinde görmek üzere, 7 kiliseden bir diğeri olan Sart harabelerinden geçeceğiz.
GECE KULÜPLERİ
Bir ses arkalarda konuşuyor. Ben de en önde olduğum için görmüyorum ama duyuyorum. Sardes, Sarıgöl ve civarlarda maalesef çok sayıda Gece Kulübü (Night Club) adı altındaki eğlence yerleri bölge halkını soyuyorlar. Bu özellikle Sarıgöl civarında daha fazla. Türkiye’de bir ilçe olarak kişi başına milli gelirin en yüksek olduğu yerlerden biridir Sarıgöl. Herkesin bir bağı var, çok iyi para kazanıyorlar. Ama her yıl hemen herkes bir sonraki yılın parasını bugünden harcar, diyor ve ekliyor. Pavyon işletmecileri buralardaki otelleri veya benzinliklerine gece kulüpleri adı altında çöreklenmişler. Neredeyse bütün petrol istasyonları birer pavyon. İzmir’den gelen, hem de vardiyalar halinde gelen bu kadın dansözler konuklarını (?) ağırlıyorlar. Paralar oralara gidiyor diyor. Bir emekli eğitimci de, buraya vazife gereği defalarca geldim. Otelde kaldığım da oldu. Gece saat 22.00’den sonra otelde müzik eğlence başlar, sanki düğün var sanırsınız ama değildir, diye söze katılıyor. İnsanları oraya zorla götüren ve zorla soyan yok tabii ki. Bu konuyu genellememek gerekir; doğru. Ancak farklı iki üç dürüst ahbabın gözlemleri de bir hakikaten aynası olmalı diye düşünürüm. Salih Yapıcı bey gibi halkın kültür ve eğitim konularını dert edinen de var, ama az. O da bu işlerde nasıl yalnız kaldığını anlattı. Birazdan anlatacağım. SADER ekibi halkı ve gençleri bu ve benzeri sorun ve sakıncalardan uzaklaştırmak için çalışıyorlar; kültürel konuları sevdirmek, öğretmek ve sergilemek yoluyla.
YEREL SİYASET /İNANILIR GİBİ DEĞİL
Yine bir eğitimci dost anlatıyor: Sarıgöl ve Selendi’ye Sağlık Meslek Lisesi açılacak; ön inceleme yapmam için görevlendirildim. Ne Selendi’de ne de Sarıgöl’de uygun bir bina var. Raporumu buna göre yazdım. Aradan zaman geçti. Güneşli bir günde bir vazife için gittiğim Sarıgöl Öğretmenevinin bahçesinde gölge bir yere arabamı bıraktım. Diğer araçlar güneşte olduğu için de kendimi şanslı sayıyorum. Arabamı koyduğum yerde bir ızgara var. Oradan sesler geliyor. Arabanızı oradan çekin diye. Şaşırıyor ve biraz sonra nedenini anlıyorum. Öğretmen evinin bodrum katına Sağlık Meslek Lisesi açılmış ve bodrum katının hava alabildiği tek yer bu ızgaralı alanmış. İnanılır gibi değil diyor arkadaşım. Benim uygun bir bina yok raporuma rağmen, siyasilerin baskı ve zorlamasıyla geçici bile olsa, asla okul olamayacak bir yerde okul açılmış. Acaba o gençlere uygulama yapacak bir hastane var mıydı o dönemde diye soramadım bile. Öğretmenlere de öğrencilere de yazık. Deprem, yangın, duman, su baskını hiç mi akıllarına gelmez. Yerel siyasetçiler eğitim ve okul işlerine hiç müdahil olmamalılar. Ya da hukuk, mevzuat ve prensipler sınırında kalmalıdırlar. Yazarken bile beynim tekrar tekrar “inanılır gibi değil” diyor, maalesef.
YOLDAYIZ / MANİSA SOKAK ADLARI
Manisa çıkışında daha gün doğmamıştı. Gediz ovasında sis var. Turgutlu’ya doğru sis azaldı. Uşak Ankara yolundayız. 07.45 de Turgutlu’yu geçtik. Yolda TIR ve kamyon ağırlığı var. Avşar, Derbent, Akçapınar, Gökkaya adlı küçük köy ve yerleşimlerin tabelalarını görüyoruz. 07.55’de sağ taraftan güneş kıpkızıl görüntüsüyle doğmuş ve hafif yükselmiş. Erken kalkmak ve doğanın içinde olmak pek çok şehirlinin mahrum kaldığı güzellikler diye düşünüyorum. Eskiden seher vakti, seher veya sabah yıldızı, seher yeri, tan yeri, seher yeli gibi kavramlar vardı. Şehirlerin aydınlığından onlar da ancak yazılı metinlerde kaldı. Manisa özelinde ise, bir önceki dönemde, Avrupa Birliği hevesi ile –ne demekse- Manisa merkezdeki tarihi adları olan sokakların adları yaklaşık 15 yıl önce numaraya döndürüldü. Mesela Yunusemre ilçesi Aynıali bölgesindeki eski evimizin sokak adı Tanyeri Sokağı idi. Bu ad kaldırıldı ve 3303.sokak oldu. Hala da öyledir. Şehrin akil insanlarından Erkan Akbalık bey ve diğer birçok kişi bu konuyu değişik yazılarında ve hatta resmi müracaatlarına rağmen. Umutla........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden