Sırrı Süreyya sevgisi
Diğer
24 Nisan 2025
Sanıyorum bugünlerde, öğrencilerin/gençlerin ülkemizin geleceği için bir adım öne çıkmasından, onları temsil eden gençlerden Berkay Gezgin’ın Deniz Gezmiş misali ortalarda salınmasından sonra hayatımızdaki en sahici olay Sırrı Süreyya sevgisi. Bu sevginin, kötü kelimesini bile hak etmeyen bir güruh dışında genleri yüzde 99.9 benzer olan biz insanların ortak bir duygusu olmasında insana dair bir bilgi ve umut görebiliriz diye düşünüyorum. Tabii bu sevgide onun bütün kahırları çekmiş hayatından ve çocuk kalbinden gelen engin hoşgörüsü ve insan sevgisinin rolü kadar, hepimizin arkadaşı haline gelmiş olmasının ve ayrıca toplumun iyi, çıkarsız, kötü söze tamah etmeyen insanlara susamışlığının da payı var. Hepimiz onun hemen her şeye iyi gelen, güzelleştiren cesur varlığına o kadar alışmıştık ki, birden hayatımızdan çıkıverme ihtimalinden derinden etkilendik. Gerçi ben son 1 yıldır, sensör mücadelesine olan desteği dolayısıyla başlayan bir iletişim içindeydim, bir iki kez konuşmuşluğum ve her defasında bana “Aziz hocam” diye seslendiği için mahcubiyet hissederek okuduğum yazışmalarımız ve son olay olmasaydı “beraber yemek yiyelim” demişliğimiz vardı ama benim de ona bağlılığım uzaktan uzağa hissettiğim bir duyguydu.
Bugün (23 Nisan 2025) günü, içimdeki hüznü biraz olsun dağıtmak, onun ruhuna ve yakınlarına yakın olmak için ayaklarım beni yattığı hastaneye götürdü. Kardeşi Ali Önder’i ararken, psikolog olan yeğeni ile karşılaştım ve önce ona, sonra onun annesine, daha sonra da Ali Önder’e iyi dileklerimi ilettim. Daha sonra hastanenin terasında, kafeteryasında onu sevenlerin arasında, karşıdaki pankartlara ve “Beynelmilel” filminden kalma resmine bakarak bir süre oralarda durdum. Hiç tanımadığım insanlara “Adıyamanlısınız değil mi” dedim ama birisi Bitlis’li, diğeri Ağrılı olduğunu söyledi. Bir ara Gültan Kışanak geldi, onun elini sevgi ile sıktım, Ali Topuz’a selam verdim ve gözüm masalarda hüzünle........
© T24
