Klaros Antik Kenti’nde Tanrı Apollon’dan İzmir’in kuruluş kehaneti
Diğer
23 Kasım 2025
Klaros
İzmir’in Menderes ilçesinde kıyıya yakın ama kalabalıklardan uzak bir antik kenti ziyaret ettik geçtiğimiz günlerde. Burası Klaros ve Antik Çağ'ın en önemli kehanet merkezlerinden biri. Öyküsü şöyle başlıyor: Bu yörede MÖ 13'üncü yüzyılda kurulan bir Kolophon ülkesi var. Bu ülke denizaşırı iki büyük göç alıyor. Önce Giritli göçmenler geliyor, ancak burada Karlar var, gelen Giritlileri istemiyorlar. Giritliler de kıyı şeridine yerleşiyor. İkinci göç dalgası ile Yunanistan’dan Thebai halkı geliyor, bu kez kent düşüyor, yerleşik halkı esir olarak alıyorlar ve mitolojik Tanrı Apollon’a köle olarak hediye ediyorlar. Esirler arasında Kahin Teiresias ve kızı Manto da var. Yunan inancında bazı tanrıların kahinlik gücü olduğuna inanılıyor. Apollon da onlardan biri. Tanrı Apollon da Teiresias ve kızından Kolophon ülkesinde bir Bilicilik (kehanet) merkezi kurmasını istiyor. Onlar da Apollon’un emriyle Kolophon’dan biraz uzağa Klaros Bilicilik Merkezi’ni kuruyor. Yani Kolophon bir kent ancak Klaros bir yerleşim bölgesi değil, Kolophon’un hemen yakınlarında bir kehanet merkezi olarak ün kazanıyor. Helenistik dönemden önce burada anıtsal değil basit bir taş mimari var. Kehanet yani bilcilik günümüz falcılığı gibi değil. Önemli bir karar alınacaksa, bir savaş bir hastalık varsa, bir deprem olduysa başvuruluyor, daha çok dini bir olgu. Mutlaka bir kehanet merkezinden, tanrı Apollon’dan icazet almak gerektiğinde civardan geliyorlar Klaros’a.
Başa dönelim. Kolophon Ülkesi MÖ 7'nci yüzyılda bir kez daha göç alıyor. Bu kez gelenler Iyon’lar. Onlar da Kolophon’un deniz kıyısına yani Notion’a yerleşiyor. Bir başka deyişle, din ve siyasi kararların şekillendiği bu kehanet merkezi Klaros, iki yanındaki Kolophon ve deniz kıyısında Notion ile Iyon Birliği’ne bağlı bir kent devleti oluşturuyor diyelim. Aynen Efes, Milet, Theos’un da kent devletleri olması gibi. Bu dönemde basit taş yapılar artık yerini anıtsal yapılara terk ediyor. Yapılan araştırmalar bu yörede Kibele ve Kubaba gibi Anadolu’nun ana tanrıçalarına da inanıldığını gösteriyor. Buraların baskın tanrıları zaten Apollo ve Artemis de Anadolu kökenli. Bu bilicilik-kehanet merkezine bir de tapınak yapılmalıdır. MÖ 4'üncü yüzyılda Apollon Tapınağı’nın inşaatına başlanıyor. Klaros, antik dünyanın üç büyük Apollon kehanet merkezinden biri oluyor. Diğer ikisi, Yunanistan’daki ünlü Delphoi ve Türkiye’deki Didyma kehanet merkezleridir. Bu üç merkez, antik dünyada yalnızca dini değil, siyasi ve kültürel kararların da şekillendiği kutsal alanlardı.
Klarios, bir bataklığın üzerine inşa edilmiştir. Çünkü temeli Manto’nun gözyaşlarıyla biriken bir su kaynağıdır ve inanca göre de bu su kutsaldır. Bugün hala toprağın dibinden su çıkıyor. Kahin bu suyu içtikten sonra tanrılarla iletişime geçebiliyor. Su, gezerken bizim de gözlerimizle gördüğümüz gibi bugün hala yükseliyor hatta içinde onlarca su kaplumbağası yaşıyor, belki de yüzlerce.
Bir grup gazeteciyle bu ören yerini kazı başkanı ve bilimsel danışmanı Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Onur Zunal ile gezdik. Kolophon Ülkesinde Roma dönemiyle birlikte büyük hamamlar inşa edilmeye başlıyor. Kazı Başkanı Onur Zunal, hamamı ısıtmak için civardaki ağaçların kesildiğini bunun da erozyonu arttırdığını söylüyor. Kuzeyden güneye doğru alüvyonlar bu havazayı dolduruyor. Alüvyon tabakası 4-5 metreye ulaşıyor. Klaros Kehanet Merkezi çok katmanlı bir yer. Üstte MS 6. ve 7'nci yüzyıldan kalma tabaka, onun altında Helenistik dönem, onun altında Klasik dönem, Arkaik dönem ve en altta da erken Demir Çağı tabakaları var. O yüzden bu tarihi kenti ayağa kaldırmak, malzemeleri ayrıştırmak ve hangi döneme ait olduklarını belirlemek oldukça zor. Burası o dönemde pagan kutsal alanı. MS 4'üncü yüzyılda 380’de Roma’da I. Theodosyus Hristiyanlığı kabul ediyor. Dolayısıyla pagan kutsal alanlar ya kapatılıyor ya da yasalarla tahrip ediliyor. Klaros Kehanet Merkezi de MS 5'inci yüzyılda kapanıyor, bir yerleşim, bir sanayi bölgesine dönüşüyor. Dr. Onur Zunal, tanrı Zeus’un egemenliği kardeşleriyle paylaştığı bölgenin burası olduğunu anlatıyor. Kholopon’lu yazar Nikandreos’a atıfla Zeus’un gökyüzünü, Hades’in yer altını ve ölüleri, Poseidon’un ise denizleri aldığını söylüyor.
Peki bu çok katmanlı antik kent ve kehanet merkezi nasıl keşfedilmiş? 19'uncu yüzyılın sonunda gelen araştırmacılar bu bölgede tümülüs buluyorlar ancak Klaros’u bulamıyorlar. Homeros’u ve Hesiodos’u okumuş olarak geldiklerinden İyonya’nın varlığını ve kentleri olduğunu biliyorlar. 1866’da Alman Arkeolog Schuhart’ın gelme amacı da Notion, Kolophon ve Klaros’u bulmak. Yani kutsal alan ve kentleri ortaya çıkartmak. Notion ve Kolophon’u buluyor ancak katmanlı toprak örtüsünden dolayı Klaros’u göremiyor. Sonra Müzeyi Hümayun’un (Şimdiki Arkeoloji Müzesi)........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein