menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ne beşerî ne ilahi… Aradığınız adalete ulaşılamıyor

42 13
23.10.2025

Diğer

23 Ekim 2025

Roma mitolojisinin adalet tanrıçası Justitia, Adalet Sarayı (Münih)

Kendi şiddet içeren, yıkıcı iktidar hevesini tanrılarda aynalayarak meşrulaştırmayı beceren insan, kayıtlı tarihinin en başından beri ilahi adalet kavramına tutuna tutuna bugünlere gelmiş ve bin yıllardır da beşerî adaletin yarattığı sorunları hayali bir adalete havale ederek aklını korumaya alışmıştır.

Ve o koruduğu aklı da inatla adaletsizlik için çalıştırmıştır.

Bu kısır döngünün içinde insanlığını ufalaya ufalaya devleşen bir iktidar kurar ve devamlı kendi ayağına sıkar. Çünkü gerçeklerle temenniler arasındaki bağları kurmaz.

Milattan önce 4’üncü yüzyılda yaşayan Aristoteles adaleti ikiye ayırır.

Biri yasaya uygun davranmak anlamına gelen evrensel adalettir ve ahlaki erdemlerin tümünü işaret eder. İkincisi ise özel adalettir ve ilişkilerde dengeyi sağlar.

Aristoteles “özel” adaleti de kendi içinde yine ikiye ayırır. Onur, servet, pay gibi şeylerin toplumda eşit değil de hak edişe göre bölüşülmesine “dağıtıcı” adalet der; bir haksızlık ya da dengesizlik olduğunda onun telafi edilmesine de “düzeltici” adalet.

Aristoteles’in “Hak edene hakkını verme” hukuku Roma hukukunda “suum cuique tribuere” yani herkese hakkını vermek ilkesine dönüşür. Ve zaman geçer, milattan sonra 2000’li yıllara........

© T24