Her davete gidilir, her ödül alınır mı?
Diğer
07 Aralık 2025
Koşa koşa ordan burdan verilen ödülleri almaya, detaylarını iyi bilmediği oluşumların jürilerinde görev yapmaya gidenler yanında birçok ünlü isim farklı kurumlar tarafından verilen ödüllere kuşkuyla yaklaşıyor; öncelikle organizasyonu yapan işleyişi anlamaya çalışıyor.
Sayıları –ne yazık ki- az olsa da onlar sanatın yarışmaya dönüştürülmesine, taraflı jürilere, ayrımcılığa, lobilerin baskısı altında alınan kararlara, törenlerin ticari kaygılarla düzenlenmesine, anti-demokratik yapıların ödül verme yolunu kullanarak geniş kitlelere kendini sevimli gösterme çabasına, finansal baskılara ve ardında yaşatılan karanlık niyetlere karşı direnç gösteren bir tutum izliyorlar.
Ödül verenler, yüksek katılımı sağlamak için türlü yollar deneyerek temsil ettikleri değerler doğrultusunda ülke içinde ve uluslararası alanda vereceği mesajları mümkün olduğunca geniş kitlelere ulaştırabilmeleri için davet edeceği isimleri özenle seçmeye, olası bir aykırı sesle karşılaşmamak için konukları – katılımcıları dikkatli belirlemeye çalışıyor.
İşte kamuoyunu bir süredir meşgul eden Nuri Bilge Ceylan Beyin İran’a davet edilmesini eleştirenler konuya bu şekilde yaklaştılar ve gitmemesi yönünde uyarıda bulundular. Ama rejimin davetine katılmaması yolunda görüş açıklayanlar Nuri Bilge Ceylan'ın yüksek perdeden verdiği üstenci cevabıyla karşılaştılar.
Özetlemek gerekirse, 1982 yılında İran Kültür Bakanlığı'nın himayesinde başlatılan ve her yıl İran Devrimi'nin yıldönümünde rejimin resmi organizasyonu olarak gerçekleştirilen “Fecr Film Festivali” bu yıl “Türkiye-İran Kültür Yılı” düzenlemesiyle Türk sinemasına özel bir bölüm ayırmış ve festival yönetimi, Nuri Bilge Ceylan’ı “özel konuk” olarak ülkeye davet etmiş. Davet tabii ki siyasi ve seçilen kişinin de nasıl hareket edeceği -belli ki- önceden öngörülmüş.
Çalışmalarını sürgünde devam ettiren “İran Bağımsız Film Yapımcıları Derneği” bir açıklama yaparak Nuri Bilge Ceylan’ın katılma kararını gözden geçirmesini ve rejimin imajını düzeltecek şekilde hazırladığı propagandaya alet olmamasını istemiş.
İran sinemasının son derece “özgün” birikimine, en kötü şartlarda bile eleştirel bakışla ayakta kalmaya çalışan bağımsız sanatçılarından gelen bu nazik uyarıya, durumu tüm açıklığıyla kamuoyuna anlatan mektuplarına rağmen Nuri Bilge Ceylan’ın katılacağını açıklaması geçtiğimiz hafta tartışmaları körükledi.
Bence Nuri Bilge Beyin “siyasi nedenlerle katılmayı reddetmek bana sanatı siyasete feda etmek gibi geliyor” cevabı tarihsel perspektiften yoksun olduğunu gösteriyor! Belli ki onun günlük gelişmelerden kopuk olduğu, onurlu İran Halkının büyük bir çoğunlukla desteklediği “kadın, yaşam, özgürlük” hareketini bilmediği ya da adının rejimin propagandası için kullanılacağının ne demek olacağını önemsemeyeceği önceden düşünülmüş. Sonunda haklı da çıkmışlar, -belli ki- davete icabet edecek kişiyi özenle seçmişler.
26 Kasım ila 3 Aralık tarihleri arasında Şiraz’da düzenlenen ve tartışmalı konumu dolayısıyla program detaylarının kısıtlı olarak paylaşıldığı, dış basına tam detayların verilmediği festivale “jüri üyesi” ya da “özel konuk” gibi genel ibareler kullanılarak davet edilen Ceylan katılmış ama -anladığım kadarıyla- kapanışı beklemeden ayrılmış.
12 Eylül cuntasının kendini özellikle dış dünyada aklaması, meşru görünmesi, ödüle layık görülen kişi ve grupların uluslararası ilişkilerde Türkiye'nin elini güçlendirmesi sistematiği içinde Atatürk’ün adının arkasına sığınarak tasarladığı ödül, yanlış seçim sonucu tersine dönüyor, cunta ülkemizin itibarını düşürmekle kalmıyor tüm dikkatleri üstüne çekiyordu. “Atatürk Uluslararası Barış Ödülü” 12 Mayıs 1992 Nelson Mandela’ya verildiğinde, partisi Afrika Ulusal Konseyi (ANC) aracılığıyla ödülü kabul etmediğini duyurunca cunta büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.
İlk kez 1986 yılında verilmeye başlanan “devlet ödülü” geri çevriliyor, Mandela 1990 yılında Kenan Evren’e verilen barış(!) ödülünü almak istemiyordu. Yapılan........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein