Berrak suda kendi gölgemize bakarken
Diğer
16 Şubat 2025
Biga İkizler Sineması (İsmail Şen Arşivi)
Sevgililer Günü geçti değil mi? Bu yazının okura sunulduğu saatlerde yeni bir gün yaşanmış olacak. Dün sabah kimi sevgililer, dudaklarında geceden dillerine takılan aşk şarkılarını mırıldanarak birlikte uyandılar. Geceyi "avuçlarımda hâlâ sıcaklığın var" şarkısını mırıldanarak ayrı bitirenler de oldu kuşkusuz. Gülümseyen yüzleri, parıldayan bakışları ertesi güne taşıyan fotoğraflara yeniden bakıldı ve geceden kalan güzelliklerle unutulmazlar arasına katıldılar. Birbirinden uzak kalmış sevgililer güzel bir rüya görüp sabah telefondan duyacakları tatlı bir sesle uyanma umuduyla uyudular. Ege'de yine depremler oldu ve dünyanın en güzel bölgesini endişeyle izledik. Memleket siyaseti doludizgin devam etti, atışmalar, çekişmeler sürdü bugün de. Herkes birilerini suçladı ve herkes haklı oldu. Trump, bir yurdu arazi gibi görüp "Gazze'yi satın alacağım" dedi yine ve biz Ceyhun Atuf Kansu'nun Bağımsızlık Gülü adlı şiirindeki dizeleri anımsadık: "Hoyrat ellerinden alıp o gülü/ Hangi ellerden/ Uzak Teksaslı çobanların/ Bilmediği, uğruna can vermediği/Türkiyeli o çileler gülü"
Ve hayat kendi bildiği gibi akıp gidiyor işte... Aslında akıp gitmiyor! Hayat dediğimiz zaman dilimi, akıyor gibi görünse de biliriz ki içimizde birikmekte ve kendini duyumsatmak için umulmadık çağrışımlar beklemektedir. Binbir Gece Masalları'nda çok sevdiğim bir bölüm var. Konakta erkeklerden uzak yaşayan kadınlardan biri, eline udunu alır ve eşyalarını taşımış olan hamala bakarak bir şarkıya başlar. Şu iki dize nasıl etkileyicidir: "Söyle aklım fikrim nereye gitti?" ve "Bilmez misin ki berrak suda izlerken kendi gölgenden başka bir şey göremezsin."
O berrak su hayat olsa gerektir, orada yalnızca kendimizi görürüz, kabul; ama ya içimizdekiler? Kadın şarkıya devam eder: "Ey sevgilim, ey yüreğimin meyvesi! Benim senden başka kimim var? (...) Gözlerimin ufkundan uzaklaştın ve seni yüreğime bağlayan tüm bağları kopardın! Söyle! Hiç değilse, geçmişteki aşkımızdan bir iz kaldı mı sende? Zamanın geçmesine karşın silinmeyecek küçük bir iz?"
Geçmişten bugüne aşk üzerine yazılan her cümle böyle sorularla büyür. Yanıtların aslında o sorunun içinde saklandığını bin yıl önceki şairler/yazarlar da biliyordu; şimdikiler de farkında. Yanıt, masalda uduyla şarkılar söyleyen kadının sorusunun da içindeydi. Murathan Mungan Harita Metod Defteri'nde, o kadına yanıt verir sanki: "Hayatımıza giren insanlar şu ya da bu biçimde kendi hikâyelerini........
© T24
