Kokuların Efendisi: Ekmek, Çay ve Kahve
Bazı kokular vardır ki insanı alır, eski hatıraların arasına bırakır, bazıları ise açlık hissini öyle
bir tetikler ki ne zamandır tok olduğunu unutursun. İşte benim hayatımda derin izler bırakan,
burnumun direğini sızlatan üç koku: ekmek, çay ve kahve!
Ekmek Kokusu: Fırının Önünden Geçerken İç Savaşa Düşmek
Bir fırının önünden geçmek kadar insanı zorlayan çok az şey vardır. Mis gibi pişmiş ekmek
kokusu burnuna çarpınca, beynin otomatik olarak "Ben tokum.
" demeyi bırakır. Karnın ortada
bir delik açılmış gibi hissettirir ve iç sesin fısıldamaya başlar: "İçeri gir, en azından bir tane
sıcacık somun al, belki iki… tamam, üç olsun!"
Ne zaman fırının önünden geçsem, içimde ilkel bir mağara adamı uyanıyor. Gözlerim
kırmızıya dönüyor, bir ekmeğin köşesine saldırmaya hazır bekliyorum. Hele o fırından yeni
çıkmış ekmeğin buharı yüzüne vurduğunda… işte orada insanlığın bittiği, hayvani
içgüdülerin devreye girdiği andır.
Çay Kokusu: Demlenirken İnsan da Demlenir
Çay kokusu, evin içinde bir dedektif........
© Sonsöz
