menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İznik Gölü’nün kıyısında Amerikalı bir Papa: Arius’un ahı, Francis’in hayali

35 1
29.11.2025

“filioque” (ve Oğul’dan). Sadece sekiz harften oluşan bu kısa Latince kelime, yaklaşık 1,000 yıldır iki milyar Hristiyan’ı, onlarca kiliseyi ve en önemlisi iki yedi tepeli şehir Roma ve İstanbul’u bölen kritik bir sözcük.

Tam 1,700 önce 325 yılında; yüzlerce Hıristiyan din adamı, bugünkü Bursa’nın İznik kentinde bulunan Nicaea şehrinde Hıristiyanlığı yasaklı bir din olmaktan çıkaran I. Konstantin’in çağrısıyla bir araya gelmişti. Yıllardır Roma’nın işkence ve zulmü altında yeraltından faaliyet yürüten ve bu dağınık yasadışılık nedeniyle temel konularda içtihat farklılığı yaşayan din adamlarının amacı, belirli konulardaki tartışmaları sona erdirmek ve kendi içlerinde birliktelik sağlamaktı. İznik Konsili’nin sonuç bildirgesi olan ve 60 yıl sonra İstanbul’da son şeklini alan İznik Amentüsü, Tanrı ile Hz. İsa arasındaki ilişkiye dair yaşanan tartışmaya son noktayı koymuş, Tanrı ile Hz. İsa’nın aynı özden geldiğini, Hz. İsa’nın Tanrı tarafından yaratılmadığını, Tanrı ile birlikte ebedi bir şekilde var olduğunu kabul etmişti. Her ne kadar Paskalya Bayramı’nın tarihinin netleştirilmesi gibi daha az tartışmalı hususlar da gündeme gelse de İznik’te toplanan din adamları, İslam’da da kabul gördüğü şekilde Hz. İsa’nın Tanrı tarafından yaratıldığını savunan Arianizm’i büyük kavgalar sonucunda “sapkın” görüş olarak ilan etmiş, bu görüşü savunan İskenderiyeli din adamı Arius aforoz edilmişti.

Hıristiyanlığı teşvik etse de son ana kadar dinin yükünü sırtlanmamak için vaftiz olmayan İmparator Konstantin, 11 yıl sonra Arius’u destekleyen piskoposların ve din adamlarının iknası sonucu Arius’u affetmiş ve kiliseye tekrar kabul edilmesine izin vermişti. Fakat Arius kiliseye kabul edileceği gün halkın yoğun alakası eşliğinde İstanbul sokaklarında yürürken bugün Çemberlitaş’ta bulunan Konstantin Forumu’nda “bağırsakları dışarı çıkarcasına” kusmaya başladı ve korkunç bir şekilde iç organlarını tükürerek boğuldu.

Arius büyük ihtimalle aforoz edilmesi için İznik’te ter döken din adamları tarafından zehirlenmişti.

Halihazırda Hıristiyan dünyasının bir kısmını kenarda bırakan İznik Amentüsü’ndeki “Baba’dan gelen Kutsal Ruh’a” ifadesine, Roma Kilisesi de “ve oğul’dan (filioque)” kelimesini ekleyecin Doğu’daki kiliselerin itirazı yükselmiş, Roma Kilisesi’nin büyük bir uzlaşı ile ortaya çıkan metine tekil iradeyle müdahale etmesi eleştirilmiş, bu yaşanan tartışma hep dogmatik hem de Papa’nın konumuna ilişkin derin bir ayrışmaya dönüşmüştü. Nitekim 1054 yılındaki Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki büyük bölünmenin temel tartışmalarından biri de bu olmuştu.

Uzun yıllar boyunca birbirini reddeden, yok etmeye çalışan, Katoliklerin İstanbul’u yağmalamasını unutmayarak bazı Ortodokslara “Latin serpuşu yerine Türk sarığı görmeyi yeğlerim” dedirten bu derin ayrımdan önceki son uzlaşı metni ise Arius’un dışlandığı İznik Amentüsü’ydü.

Bu nedenle, ilk Amerikalı Papa olarak tarihe geçen Papa 14. Leo bu önemli uzlaşıyı yad etmek için tam 1,700 yıl sonra başta Ortodoks Patriği Bartholomeos olmak üzere dünyadaki önemli kiliselerin liderlerini İznik’te topladı, Hıristiyanların savaşlar, zulümler karşısındaki birliği için dua etti ve İznik Amentüsü’nü dünyanın dört bir yanından gelen din adamlarıyla birlikte İngilizce okudu. Fakat bir kelime eksikle.

Amerikalı Papa, Katolik kilisesinin geleneklerinin dışına çıkarak Ortodoks kiliselerine zeytin dalı uzattı ve 1000 yıl önce Doğu ve Batı kiliselerini birbirinden koparan o derin tartışmayı başlatan “filioque” kelimesini es geçti, Kutsal Ruh’un sadece Tanrı’dan geldiğini içeren orijinal metini okudu. Ve bu nedenle de birçok tutucu Katolik sosyal medya kullanıcısı tarafından “ihanetle” suçlandı.

Chicago doğumlu Papa, Amerikan pragmatizminin ilk nüvesini vermiş ve tartışmalı bir kelimeyi duasından çıkararak birlik mesajının sahiciliğini pekiştirmişti.

Papa 14. Leo’nun ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yapması da bu Amerikan pragmatizminin ilk sınavlarından biriydi. Zira bu sene vefat eden selefi Papa Francis’in vasiyeti, Hıristiyanların birliği için sembolik öneme sahip 325 tarihli İznik Konsili’nin Ortodoks din adamlarıyla birlikte yad edilmesi, özellikle savaşların ve kaosun arttığı bir dönemde kiliseler arasındaki ayrımın yumuşatılmasıydı.

Francis gibi reformcu bir Papa’nın ardından göreve gelen Amerikalı Papa, bu........

© Serbestiyet