Babalar Gününde babamı kaybettim! Babalar günü seni hiç sevmiyorum
Bir babalar gününün ilk saatlerinde, daha gün doğmadan 16 Haziran 2019 günü babamı kaybettim. Hastalığı nedeniyle babamın evinde, babamla birlikteydim.
Yaşlı annem tek başına, babama yetemiyor, babamın isteklerini karşılamakta zorlanıyordu. Birkaç gündür babamdaki olumsuz değişim çok hızlı ilerliyordu. Bu yüzden babamı yalnız bırakmıyor, artık geceleri kendi evime de gitmiyordum.
Yaşlı annemle birlikte 24 saat babamın yanında bekliyorduk. Yaklaşık 17 yıldır kronik böbrek yetmezliği nedeniyle haftada 3 gün, hemodiyaliz makinesine bağlanıyordu. Bir gün önce (Cuma günü) yine hemodiyaliz makinesine bağlanmış, diyaliz almıştı. Son bir haftadır yardımsız diyaliz servis aracına binemiyor ve inemiyordu. Diyaliz servis aracının ilk yolcularından olduğu için, önde sürücünün yanına oturuyordu. O halde iken bile yardımı reddediyor, kendi işini kendisi görmek istiyordu. Kimseye yük olmak istemiyordu. Diyaliz aracının sürücüsü babamdaki düşüşü fark ettiği için, kendisine zaman zaman yardımcı oluyordu. Babamın evinin tek katlı bir mesken olması hastalığı sürecinde hep hayatını kolaylaştırıyordu. Buna rağmen hayatının son bir haftası babamı çok yordu.
Doğrusunu söylemek gerekirse başkasının lüks bir sitedeki deniz manzaralı geniş balkonlu dört dörtlük akıllı evinden, babamın tek katlı kendisine ait hisseli tapulu rutubetli küçük evi, babam için adeta bir saray gibiydi. Mutlu olduğu yerde mutlu olduğunu düşündüğüm, kıt olanaklarıyla kimseye muhtaç olmadan kimsenin malına mülküne çökmeden, kimseye beş kuruş borç takmadan babam doğduğu yerde değil, çocuk yaşta gelip yerleştiği doyduğu yerde, bir babalar gününün ilk saatlerinde aramızdan son kez gözlerime bakarak, kucağımda son nefesini verdi.
Babam mahalle terzisiydi, ekmeğini uzun yıllar kendine ait evinin bir odasındaki işyerinde terzilik........
© Samsun Kent Haber
