menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tevhide ulaşmada fiil, isim, sıfat, şuun ve zat formülü-1

12 0
31.10.2025

Kur’an-ı kerimde insanı tevhid akidesine çağıran veya tevhid akidesine varmasını sağlayacak/kolaylaştıracak birçok yol ve teknik gösterilmiştir. Bu yollardan biri, belki en önemlisi Cenab-ı Allah’ın fiilleri üzerinden, isim ve sıfatlarına oradan da onun Zâtını aklın gözüne gösterme şeklindedir. Çünkü bu yol, insanın Zat-ı İlahiyeyi aklıyla görüp idrak etmesinin en basit ve en etkili yoludur.

Risale-i Nur’da bu konu detaylı bir şekilde incelenmiş, hatta kişiyi Zât-ı İlahiye ile akıl ve tefekkürle buluşturacak olan bu konu, fikri bir konstrüksiyon şeklinde sistematize edilmiştir. Fiil, İsim, Şuun, ve Zât-ı İlahiye şeklinde formule edilen bu tefekkür metodu, Kur’an’a muhatab olan insana Zat-ı İlahiyenin marifetine yetişmesine yardımcı olabilecek bir merdiven, bir asansör konforunda tefekkür sistematiğidir. Kainattaki fiillerin çıkış noktası olarak kabul edildiği bu tefekkür silsilesi, kişiyi tevhidi yakalaması için manen motive edip tefekkür sürecini hızlandırdığı gibi, felsefenin/sekülerizmin karanlık tünellerinde boğulmaktan da muhafaza eder.

Bu tefekkür sistematiği sayesinde kişi kainatta en cüzi alan olan elektronlar, kuarklar ve bozonlar aleminde görülen dizayn, hareket ve sistemden, makro alem olan güneş sistemi ve galaksilerdeki ihtişam, dizayn, tenasüb, muvazene ve azamet tablosunu بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ ‘Yaratan rabbinin adıyla’ (Alak, 96/1) ile okumasını sağlayacak en rahat bir tefekkür mekanizmasıdır.

Bu fikir konstrüksiyonu beynin tefekkür alemine entegre edildikten sonra, Zat-ı İlahiyeye fiil ve isimler üzerinden ulaşma, Onu okumak/aklıyla görmek/idrak etmek kolaylaşak ve adeta فَاَيْنَمَا تُوَلُّوا فَثَمَّ وَجْهُ اللّٰهِۜ ‘Nereye dönerseniz Allah’ın zâtı oradadır.’ (Bakara, 2/115) ayetinin hakikati tefekkür dünyamızda marifet-i ilahiyenin yüksek bir mertebesi şeklinde tecelli edecektir. Daha sonra namazdaki sübutumuz, rüku ve secdelerimizin manaları ruh dünyamızda daha manidar hale gelecektir. Sonra herkes kabiliyetine göre hayretini artırıp, ‘Ey şiddeti zururundan gizlenmiş olan Zat ve ey azamet-i kibriyasından istitar etmiş olan Zat-ı Akdes’ duasının manasını idrak edecektir.

Bu tefekkür çizgisiyle kainat bir mektup gibi okunarak, imanın nasıl bir nur olup kainatın nasıl aydınlatıldığı, bu manzaralarda veya bu manzaraları tefekkür süreçlerinde beyne........

© Risale Haber