Tenkid mi, tahkir mi?
Nur Talebelerinin Ahmed Akgündüz diye bir meselesi yoktur ve olmamalı. Ömrünü Risâle-i Nur dâvâsına vakfettiği unutulmadan, gayr-i ahlâkî bir tavır ve uslûb takınmadan ilmî veya içtimâî hatalarını tashih edebilmesi için dostane tenkid ve ikaz edilmelidir. Muvaffakiyetleri ise teşvik ve alkışla karşılanmalı, devamı için dua edilmelidir.
"Tahkikli ve Haşiyeli Risale-i Nur" serlevhalı çalışması da bu minval üzere değerlendirilmeli. Hataları, düzeltsin diye söylenmeli; mahcub olsun diye değil. Tartışma, tahkir ve tacize yerini bıraktığında akl-ı selim ölür. Akl-ı selimin öldüğü yerde hiçbir hakikat yaşamaz, yaşayamaz.
Çalışmalarındaki aculiyet ve ince işçilikteki zayıflıklara daha önce de temas etmiştim. Ne var ki bu, sadece Akgündüz'ün değil, bir bakıma bizim de vebalimizdir. Zîra, Akgündüz ömrü boyunca koşan adamdır. Koşanın birtakım detayları atlaması, kucağındakilerin bir kısmını dökmesi, arada bir tökezlemesi kaçınılmaz akıbettir.
Dostlarının arkasını derlemesi, döktüklerini toplaması, atladıklarını........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein