'Şimdiki Şeyhlerden Ne İstersin?'
Geçen bir yazımızda, "Eski Said Dönemi Eserlerini" okuyorum, diye yazmıştık. Okumaya devam ediyoruz. Bazılarını küçük risale olarak sayısızca okumuş, haklarında seminereler bile vermiştik. Ama neşredilmeyen bölümleri ile beraber tümü bir arada, üçüncü defa okuyorum.
Bazı bölümler, cümleler hatta kelimeler karşısında hayretler içinde kalmamak mümkün değil. Bir kere, bu bahisleri bu üslûp ve cümlelerle yazmak Türkçe, Arapça ve Farsça dillerine üst seviyede bir hâkimiyet olmadan mümkün değil. Birçok çetrefilli konuda, böyle gayet rahat ve kendinden emin şekilde kalem oynatmak, İslâmî ilimlerin hemen tüm alanlarında yine yüksek bir yetkinliği gerektiriyor. Üstadın düzenli ve uzun bir tahsil hayatı olmadığını da yakînen biliyoruz. Anlaşılan o ki üstad, emsaline az rastlanılan bir gayret ameliyesi ile, fen ilimleri de dahil yelpazesi oldukça geniş ilimlerde derin bir okuma gerçekleştirmiş. Eseri okudukça, bu kanaatimiz artıyor. Başta devlet, cemaat, tarikat veya şahıslar için, reçete mahiyetinde teşhisler, tespitler ve bunların hâl çarelerini gösteren tavsiyelerle dolu kitap.
Her okuyuşta, hazine bulmuş gibi notlar alıyor; cümlelerin altlarını çiziyoruz. Münazarat'taki "Bu devletin dini, din-i İslâm'dır, şu esası vikaye etmek vazifemizdir." cümlesi, tam bir anayasa maddesi. "Demek, nokta-yı nazar, hükümetin hasenatı seyyiatına tereccühüdür, yoksa seyyiesiz hükûmet, muhal-i adîdir." cümlesi, gerek şahsî gerekse siyaset için, 70'li yıllardan beri ölçü aldığımız, yolumuzu aydınlatan küllî bir........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d