menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bilim ve Din Çelişemez Çünkü...

11 0
yesterday

Bilim ve din, hakikat noktasında aynı kaynaktan fışkıran iki nurdur. Babaları birdir. Rüyalarda da Jung’un tabiriyle kollektif bilinçaltı sembolü tarzında iki erkek kardeş olarak görünürler. Din, insanın ve İslamın hilim[1] sahibi “baba”sı; bilim ise, onun ilim sahibi “amca”sıdır. Fakat tarihte görülmemiş bir zihnî sapma ile aynı hakikatten feyiz alan bilim ile dini bazı çevreler ve özellikle dinsiz kesim birbirine düşman olarak göstermek istiyor. Bu kasıtlı çevreye alet olan bilim adamlarının bir kısmı kasdî olarak, diğer kısmı ise farkında olmayarak Kur’anın tabiriyle Ebu Leheb’lik yapıyorlar.[2] Kontrolleri altındaki üniversite camiasının topladığı odun gibi malumat yığınlarını birer Prometheus meşalesi yaparak kâinatı aydınlatmaya çalışıyorlar. Meşaleyle geceyi gündüze çevirmeye çalışmak gibi bir garabetin ve gülünç bir hayalin peşinde koşuyorlar ve koşturuyorlar. İnsanı karanlıklardan aydınlığa çıkartıp ona hakiki Rönesansı yaşatacak tek bir hakikat formülü vardır: Tevhid Bilinci… Aksi takdirde insan aklı, her bir zerre ve partiküle, varlığını reddettiği Allah’a ait özellikleri vermek zorunda kalacaktır. Daha da acısı bu yanlışının farkına da varamayacaktır.

Evet, öğlen vakti güneşin ışığı ile parıldayan denizdeki her kabarcıkta, kara üzerindeki küçücük cam kırıklarında, su damlalarında ve her şeffaf şeydeki hayalî güneşçikleri Hakiki Güneş’in birer tecellisi olarak Tevhid Bilinci ile Ondan görmek istemeyen bir kişi, her bir şeffaf şeyde hakiki bir güneşin varlığını kabul etmeye aklen mecburdur. Bu durumda Hakiki Tek Bir Güneş’in hakikatli güneşliğini reddeden bir akıl, şeffaf şeyler sayısınca hakiki güneşlerin........

© Risale Haber