menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SAHADAKİLER Mİ YOKSA PERDE ARKASINDAKİLER Mİ KAZANIYOR?

8 1
yesterday

Futbol, sadece bir spor dalı değil; sosyolojik, kültürel ve ekonomik dev bir endüstridir. Milyonlarca insanı peşinden sürükleyen, her hafta sonu heyecanla beklenen bu güzel oyunun,ne yazık ki son dönemde ağır ve karanlık bir gölge altında kaldığına tanıklık ediyoruz. Tüm okuyucuların tahmin edeceği üzere bu gölge elbette ki ‘’Şike’’!... Özellikle Türkiye'de gündemi sarsan bu olgu, aslında evrensel bir problem olsa da, bizim futbolumuzdaki yarattığı tahribatın hukuki ve vicdani derinliği, acil bir sorgulamayı zorunlu kılıyor. Şike, hukuki zeminde tanımlanmış net bir suçtur. 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun başta olmak üzere, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri, müsabaka sonuçlarını hukuka aykırı yollarla manipüle etmeyi açıkça yasaklar. Kanun, şikeyi, "sporda dürüstlüğü ve rekabeti ihlal eden," en ağır suçlardan biri olarak kabul eder. Ancak şikenin tahribatı, sadece kanun metinlerinde yazan hapis cezaları ve para cezalarıyla sınırlı değildir. Şike, sporun temelini oluşturan rekabetin dürüstlüğü -fair play- ve belirsizlik ilkelerine yönelik doğrudan bir saldırıdır. Eğer bir maçın sonucu, oyuncuların ve teknik heyetin emeğiyle değil de, perde arkasındaki kirli pazarlıklar, para transferleri veya tehditlerle belirleniyorsa, orada ne spor kalır ne de oyun. Taraftar, maçı izlerken bir hukukçu gibi düşünmez; o an sadece takımı için umut eder, heyecanlanır.........

© Pusula Gazetesi