Yavaş, pahalı ama vazgeçilmez: Türkiye’de araştırmacı gazetecilik nasıl yapılıyor?
Hızla değişen gündem, güvencesizlik düşük ücretler ve ekonomik kriz ile politik baskılar arasında araştırmacı gazetecilik Türkiye’de hala nefes almaya çalışıyor. Tüm bu zorluklara rağmen araştırmacı gazeteciliğin nasıl ve ne zorluklar altında yapılabildiğini araştırmacı gazeteciler Canan Coşkun, Doğu Eroğlu ve Tunca Öğreten P24’e değerlendirdi.
Gazeteciler artık hem kaynak hem zaman bulmakta zorlandıklarını, haber merkezlerinde muhabirlerin yerini editörlerin almasıyla özgün saha haberciliği giderek azaldığını söylüyor. Ekonomik koşullar, uzun soluklu araştırmaları neredeyse imkânsız hale getirirken, genç gazeteciler freelance çalışmaya yöneliyor. Öte yandan bilgiye erişim üzerindeki kısıtlamalar, açık veri eksikliği ve kutuplaşmış medya finansmanı da haberciliğin tarafsızlığını zedeliyor.
Hız ve gündem baskısı altında araştırma
Dijital dönüşümün yarattığı hız, haberciliği adeta bir yarışa çevirmiş durumda. Doğu Eroğlu’na göre, “her gün hızla ve çok sayıda haber giren editörlerin haber merkezindeki sayısı ve ağırlığı artıyor; buna karşılık sahadan özgün haber getirecek muhabirlerin sayısı ve nüfuzu azalıyor.” Bu durumun doğal sonucu olarak “15 yıl önce muhabirler lehine olan denge, bugün tartışılmaz şekilde editörler lehine değişmiş durumda” Araştırmacı gazetecilik, bu koşullar altında “lüks haline” gelirken, hızın belirlediği gündem anlayışı özel haberin ömrünü de kısaltıyor.
Canan Coşkun, Türkiye’de haberin hızla tüketilen bir metaya dönüştüğünü söylüyor:
“Yarı zamanlı editör yarı zamanlı muhabir olarak çalışıyorum. Hazırladığım haberlerin çoğu zaman Türkiye iç siyasetiyle ilgili gündemin gölgesinde kalması, önemli dosyaların bile görünmez olmasına neden oluyor. Burası hak ihlallerinin çok olduğu bir ülke, bu yüzden her zaman........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein