Utanç duvarı! Size Yasin Kol bile fazla!
Derbi gecesine dair hafızamda tek ışık olarak kalan o koreografiyle başlamalıyım. Gecenin zifiri karanlığını, tribün emekçilerinin nasırlı elleriyle işlediği o muazzam koreografi aydınlattı önce. Çünkü geri kalan her şey, sanki üstüne çöken o ağır sisin içinde kayboldu.
Haftalarca didinen tribün emekçileri, stadın göğsünü açıp içinden bir sanat eseri çıkarmış gibiydi. Anlamlıydı, güçlüydü, kaliteliydi. Belki de o koca stadyumda, futbolun "güzel" ve "oyun" olduğuna dair elimizde kalan tek kanıt, o birkaç dakikalık görsel şölendi. O emeğe baş eğmemek mümkün değil.
Aslında sahada sergilenen o kısır döngüyü, iki teknik adamın "kaybetmeme" üzerine inşa ettiği korku imparatorluğunu sabaha kadar anlatabilirim.
Hakem Yasin Kol’un, bir zamanların Cüneyt Çakır’ı olma hevesiyle çaldığı, nabza göre şerbet dağıtan o eyyam düdüklerini de...
Futbolcuların meşin yuvarlağı kovalamak yerine, tiyatro sahnelerine taş çıkartacak bir performansla birbirini ve hakemi kandırma yarışına girmesi, artık kanıksadığımız o vasatlık filminin Kadıköy seansından ibaretti.
♦♦♦♦♦
Ama hayır. Bugün size ofsayt çizgilerinden, hatalı paslardan ya da kaçan gollerden bahsedersem, maç bitiminde içime oturan o........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein