menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tarımdaki küçülmeye karşılık ilginç bir sonuç

10 1
11.12.2025

TÜİK, 1 Aralık’ta 2025 in üççeyreği boyunca kaydedilen ekonomik büyümenin yüzde 3.7 olduğunu açıkladı. Ayrıntılarına bakınca, 2024 ün üççeyreğine göre inşaat sektörünün yüzde 13.9, finans ve sigortacılığın yüzde 10.8, bilgi ve iletişim faaliyetlerinin yüzde 10,1, sanayinin yüzde 6.5 oranında büyüdüğünü görüp bu sektörler arsındaki tamamlayıcılığı bir kez daha anladık. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetlerinin yüzde 6.3; idari ve destek hizmetlerinin yüzde 4.4, gayrimenkul işlemlerinin yüzde 4.2, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmetlerinin yüzde 2.1 ile büyümesi ise hizmetler sektörünün Türkiye için giderek artan önemini bir kez daha gösterdi. Aslında Türkiye inşaat sektörü ile büyüyor. Yık-yap, kentsel dönüşüm, yolcu olsun, olmasın; uçak insin inmesin olmadık yerlere yapılan havaalanları, ekili alanlardan çalınan ikinci, üçüncü yazlık konut inşaatları, zeytinlikler ve meralar kurban edilerek yapılan maden aramaları hep inşaat sektörünün sevabına yazılırken asıl kaybedenin tarım sektörü olduğunu yine büyüme rakamından anlıyoruz. Tarım sektörünün bu yılın üççeyreğinde geçen yıla göre yüzde 12.7 küçülmesi[1] TÜİK’in bile yadsıyamadığı bir gerçek.

Yine Kabahat Doğanın Acımasızlığında

Bu keskin daralmanın baş suçlusu hemen doğanın acımazlığı olarak ilan edildi. Sellerin, don, toprak kayması ve kuraklığın hiç kuşkusuz bu hazin ama kaçınılmaz gerçekte payı var. Ama imar ve maden arama izinleriyle, enflasyonun vurduğu tarımsal girdi maliyetlerinin hiç mi payı yok? Çiftçi desteklerinin yetersizliği sanki kasıtlı bir kurgunun parçası gibi. Bu arada verilen teşviklerle yurt dışına açılan keskin zekâlı ve açıkgöz girişimcilerin yabancı topraklarda yaptıkları tarım yatırımlarının ürünlerini Türkiye’de pazarlamalarının teşviki masum mu? Yoksa tarımsal ürün ithalatı rekabeti, girişimciye ballı kar sağlarken, tüketiciyi gıda enflasyonun pençesinden kurtarmaya bile şifa olmazken, tarıma vurulan darbenin ne kadar ağır olduğu bilinmiyor mu? Bilindiği gibi tarımın dört ana alt sektörü var. Bitkisel ürün üretimi( tohum ıslah dâhil); hayvancılık( hem üretim, hem de hayvan sağlığı yani tür geliştirme, damızlık büyük-küçükbaş hayvan, arıcılık ve kuluçkalık yumurta yetiştirme) bunların başında gelmekte. Ayrıca balıkçılık ve avcılık dâhil su ürünleri ve nihayet ormancılık olarak gruplandırıldığında hiçbir alt kategoride tatmin edici büyümeye rastlanmaması Türkiye gibi verimli toprakları olan ve üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke için ne büyük bir........

© Muhalif